Asya turunun ikinci durağı Japonya'da konuşan ABD Başkanı Joe Biden, hedefine Washington'ın Pasifik Okyanusu'ndaki en büyük rakibi Pekin'i koydu.
ABD Başkanı Biden, işgalin ilk haftalarında Çinli mevkidaşı Şi Jinping'le görüştü, Pekin'in Moskova'ya destek vermesi halinde bu adımın sonuçları olacağı uyarısını yaptı.
Çin ise Nisan ayında ise ABD ve Pasifik'teki müttefiklerini alarma geçiren bir anlaşma imzaladı. Çin ve Solomon Adaları, imzaladıkları güvenlik anlaşmasını dünyaya duyurdular. Solomon Adaları, ABD toprağı Guam Adası ile Avustralya arasında kalıyor.
'TAYVAN'I SAVUNACAĞIZ'
Bugün Japonya Başbakanı Fumio Kişida ile kameraların karşısına geçen ABD lideri, Tayvan'ın Çin tarafından bir saldırıya uğraması halinde ABD'nin askeri olarak müdahale edeceğini ve adayı savunacağını söyledi.
Basın toplantısında bir gazetecinin "Çin, istila ederse ABD Tayvan'ı askeri olarak korur mu?" sorusuna yanıt veren ABD Başkanı Biden, "Evet. Verdiğimiz taahhüt bu" deyip ekledi:
"Biz, tek bir Çin olmasını kabul ettik. İmzamızı attık ve bunun gereği olan bütün anlaşmaları kabul ettik. Fakat (Tayvan'ın) güç kullanılarak alınması, bu olacak şey değil. Bu, bölgede tüm dengelerini bozar ve Ukrayna'da olanlara benzer şeyler yaşanır."
ABD Başkanı, Putin'in Ukrayna'yı işgalinin faturasını ağır ödemesinin, Çin'e Tayvan'ı işgal ederse nelerle karşılaşabileceğini göstermesi açısından da önemli olduğunu vurguladı.
Vladimir Putin'in tanklarını Ukrayna'ya göndermesiyle Çin'in Tayvan'ı işgal edeceği yönündeki endişeler, daha önce hiç olmadığı kadar artmış durumda.
TARİHTE BİR İLK
Joe Biden'ın açıklamaları, mevcut tabloda Tayvan'a verilen en güçlü resmi destek olarak kayıtlara geçti.
ABD liderinin açıklamalarından hemen sonra Beyaz Saray'dan bir açıklama geldi, Washington'ın Tayvan politikasında bir değişiklik olmadığı dile getirildi.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesine henüz aylar varken, Ekim 2021'de CNN International yayınına katılan Joe Biden, Çin'e karşı Tayvan'ı savunacaklarını söylemişti.
ÇİN'DEN JET YANIT
Pekin yönetimi, Biden'ın sözlerinden dakikalar sonra ABD'ye çok sert yanıt verdi, Çin'in Tayvan üstündeki ulusal çıkarlarını savunmaya hazır olduğunu duyurdu.
Resmi açıklamada, "Hiç kimse Çin halkının ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü savunma konusundaki kararlılığını, iradesini ve dirayetini küçümsememelidir" ifadelerini kullandı. Açıklamayı, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin yaptı.
Çin ve Tayvan'dan gelen açıklamaları, uluslararası haber ajansları 'son dakika' koduyla dünyaya servis etti.
180 KİLOMETRELİK BOĞAZ AYIRIYOR
Çin'de 2005 yılında Ulusal Halk Kongresi'nin yıllık toplantısında, Tayvan’ın bağımsızlığına karşı gündeme alınan yasa tasarısı oybirliğiyle kabul edilmişti. Söz konusu yasa, resmi olarak bağımsızlık ilan etmesi halinde Tayvan’a karşı askeri güç kullanılmasını öngörüyor.
Pekin yönetimi 2019'un başında Tayvan'ın bağımsızlığının bir felaket olacağını duyurmuş, Şi Jinping ada ülkesine saldırabileceklerini söylemişti: "Tayvan'daki herkes, bağımsızlığın, büyük bir felaket olacağını anlamalıdır. Ayrılıkçı herhangi bir adıma izin vermeyeceğiz. Kuvvet kullanmamak noktasında bir söz vermeyeceğimiz gibi, tüm gerekli adımları atmak konusunda da hakkımızı saklı tutacağız."
Tayvan'ın en önemli müttefiki ise, ABD. Washington, Nisan ve Mayıs 2019'da Çin'in muhalefetine rağmen Tayvan Boğazı'na savaş gemileri gönderdi. ABD Tayvan'la diplomatik ilişkisi kurmasa da çeşitli anlaşmalar gereği Tayvan'ı koruma altında tutuyor ve bu ülkeye silah satıyor. Pentagon'un açıkladığı verilere göre, son 10 yılda Tayvan'a 15 milyar dolardan fazla silah satışı yapıldı.
ÇİN'İN UKRAYNA'DAKİ HESAP HATASI: YENİ ÇAĞ FİYASKOSU!
BBC Çince editörü Howard Zhang'ın haberine göre, anlaşmada birbirlerine destek sözü verdiler ve NATO'nun daha da genişlemesine ve yeni bölgesel ittifakların kurulmasına karşı olduklarını duyurdular. Bu tutum, Washington'ın Çin'in daha iddialı tutumuna karşı bir Endo-Pasifik ittifakı oluşturma çabalarına örtülü bir göndermeydi.
Dünya, kısa bir süre sonra bu 'yeni çağın' ne anlama geldiğini gördü. Anlaşmanın imzalanmasından sadece birkaç hafta, Pekin Kış Olimpiyatları'nın kapanış töreninden dört gün sonra, Putin'in tankları Ukrayna'ya girdi.
Rus paraşütçüler Kiev yakınlarına inerken, bir Çin uçak gemisi Tayvan Boğazı'nda seyrediyordu. Putin ve Şi kısa bir süreliğine hükümran göründüler. Dünya, şoke olmuş ve inanamayan bir halde olanları izledi.
Şimdiyse, Putin'in savaş makinesi tekler ve Rus ekonomisi uluslararası ambargolardan darbe yerken, Şi'nin planları da iyi gitmiyor gibi görünüyor.
Uzmanlar Pekin'in Rusya yanlısı söyleminden uzaklaşmasını, Tayvan konusundaki söylemini yumuşatmasını, radikal ekonomi politikalarından geri adım atmasını ve ülke genelinde süren Covid kapanmalarını, Devlet Başkanı Şi için büyük siyasi yenilgiler olarak görüyor.
Şi'nin, bu sonbaharda 20. Çin Komünist Partisi Kongresi'nde üçüncü kez devlet başkanlığına getirilmesi bekleniyor. Uzun süredir Çin'i izleyen Eski Avustralya Başbakanı ve Asya Topluluğu Başkanı Kevin Rudd, birçok kez Şi'nin 2020'ler boyunca ve 2030'ların başları boyunca Çin'in lideri, bazı uzmanlara göre de 'ömür boyu devlet başkanı' olarak kalmaya kararlı olduğunu söylüyor.
Ancak tarihi perspektiften bakacak olursak, süregiden siyasi yenilgiler otokratik liderler için pek iyi haber değil.
TERS ESEN RÜZGARLAR

Yönetici elitlere karşı nadiren görülen bir karşı çıkışla, hükümetle bağlantılı akademisyen Hu Wei hem Çince hem de İngilizce yazdığı yazıda, Pekin'e Rusya yanlısı politikasını gözden geçirme çağrısı yaptı.
Yazıda, Çin liderini doğrudan eleştirmekten kaçınılsa ve sadece Çin'in ulusal çıkarları argümanı perspektifinden bakılsa da, internet sitesi derhal bloke edildi. Ancak yazıya Çin dışından hala erişilebiliyor.
Benzer Haberler
ABD'li aktivisti 180 metreden vuran saldırgan yaka paça yakalandı
Mısır 40 bin askeri sınıra yığdı! Özel kuvvetler hazır bekliyor
Netanyahu'nun Gazze'yi işgal ısrarının arkasında Trump'ın baskısı var
Putin'den İran'a destek: Sinyalleri verdik, seçenekler masada
ABD'li gazeteden Suriye manşeti: İsrail korkunç bir hata yapıyor
Dublin'de sokaklar yangın yeri
Scholz'a yüz felci geçirten soru! Verdiği tepki basın toplantısının önüne geçti
ABD'li senatör Bob Menendez, yolsuzluk suçlaması sonrası ABD Senatosu Dış İlişkiler Başkanlığı görevinden istifa etti