Telefon
WhatsApp
ATİK Genel Başkanı Aziz Şahin 2023 Türkiye'nin İhracat Yılı Olacak Başlıklı Makalesini Yayınladı.
Hax

Küresel ekonominin 2019 yılının Aralık ayında Çin’de başlayan salgının tüm dünyaya yayılması ile birlikte çok zorlu bir koridora girdiği hepimizin malumu. Türkiye’de  de ilk vakanın açıklandığı 2020 yılının Mart ayını takiben birçok sektör durma noktasına gelse de, önce Haziran ayı ile birlikte kısmi düzelmeler görülmeye başlandı, ardından böylesine zorlu bir yılı ekonomik büyüme ile kapatabilen birkaç ülkeden biri olmayı başardı.

Hızlı Toparlanmanın Yolu İhracat

Ülkelerin gelişmesinde ihracatın rolü yadsınamayacak kadar önemli.. Ülkemiz de uzun yıllardır büyümesinin ana motifi olarak ihracatı konumlandırmış durumda. Ancak salgın sonrası kurulacak dünyada tedarik zincirlerinin yükselen oyuncusu olması beklenen Türkiye'nin hızlı toparlanma senaryosu için hedef ürünler ve hedef ülkelerin tespit edilerek bir ihracat seferberliği başlatılması gerekmekte. Bunu yaparken ihracatta avantajlı olduğumuz fırsat ürünler ve yüksek katma değerli markalı ürünlerin toplam ihracatımız içindeki payını artırmak mecburiyetinde olduğumuz açık.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ihracat verilerine göre 2019 yılında 180 milyar Doları aşan ihracatımız, 2020 yılında salgın gölgesinde 169 milyar Dolara kadar geriledi. Çin'i dışarıda tutarsak 2020'de çok az ülkenin ihracatını artırmış olduğunu göreceğimiz düşünüldüğünde, bu durum şaşırtıcı değil. Dünya Ticaret Örgütü (WTO) erken tahminlerine göre küresel mal ticaretinde 2020 yılında kaydedilen yüzde 5,3'lük daralma da bu durumu doğrular nitelikte. Ancak yeniden Türkiye'nin durumuna dönersek; 2021 yılının ilk çeyrek verileri incelendiğinde ve önceki yılların aynı dönemleri ile karşılaştırıldığında yukarı yönlü bir ivmenin olduğu net bir şekilde görülmekte. Salgın öncesi 2019 yılı Ocak – Nisan döneminde 59, 8 milyar Dolar olan ihracatımız 2021 yılı Ocak – Nisan döneminde yüzde 15 oranında artış göstererek 68,7 milyar Dolar seviyelerine ulaşmış durumda.

Önceki dönem ihracat verileri de göz önünde bulundurulduğunda bu oranın yıl sonu toplam ihracatımıza da aynı oranda yansıması ve  2022 oratalrında yılı sonu toplam ihracatımızın 200 milyar Doları aşması beklenmekte..  Bu da Cumhuriyet tarihimizin rekoru olmasının yanı sıra 2023 hedefimiz olan 270 milyar dolar eşiğine çok yaklaştığımızı gösteren bir müjde niteliğinde.

Rekabet Avantajı Olan Ürünlere Odaklanılmalı

Bu kadar öngörülemezliğin öne çıktığı bir dünyada, daha yüksek hedeflere erişmek için eski yöntemlerin geçerli olmayacağı açık. Peki "ihracat odaklı büyümede" hangi yaklaşım benimsenmeli, hangi yeni sözler söylenmeli? Bana göre ilk sırada, rekabet avantajımız olan ürünlere odaklanmak geliyor. 

Bir ülkenin ihraç ettiği ürünler arasında rekabet avantajının yüksek olduğu ürünlerin tespitinde kullanılan birçok yöntem mevcut.. Biz de AGS Global olarak geliştirdiğimiz özgün analiz modeli ile ihracatta rekabet avantajımızın olduğu ürünleri, uzun süredir belirlemekteyiz. AGS İhracat Analizi ile GTIP kodları üzerinden dünyada en fazla ithalatı yapılan ürünler ve son 5 yıl içinde düzenli bir şekilde ithalatı artan ürünler tespit edilir, bunu Türkiye’nin ihraç ettiği ürünler ve son 5 yıl içinde düzenli bir şekilde ihracatı artan ürünlerlerin tespiti aşaması izler. Sonrasında her iki kategoride de eşleşen ürünler bulunup, bu ürünler üzerinden fiyat avantajımız ve belirli bir ihracat değerinin üzerinde olan ürünler belirlenir. Ortaya çıkan bu ürün grubu ülkece Rekabet Avantajımızın Olduğu Ürün Grubudur. Bu doğrultuda Türkiye'nin 2019 yılı verileri baz alınarak rekabet üstünlüğü olan ürünlere aşağıda yer verilmektedir.


  Türkiye'nin İhracatta Rekabet Avantajının Olduğu İlk 25 Ürün

Stratejik Öneme Sahip Sektörler Dünya Ticaretinden Daha Çok Pay Almamızı Sağlayacak

Bu tablonun yanı sıra, Türkiye’nin ihracatında öne çıkan stratejik sektörlerin başında Otomotiv Endüstrisi, Savunma Sanayi, Makine Aksamları, Kimya Sektörü ve Sağlık Sektörü geliyor. Önümüzdeki dönemde bu sektörlerin özgül ağırlığı iyiden iyiye artmış olacak. Bu sektörlerde yapılacak yatırımlar ülkemizin katma değeri yüksek ürünlerin ihracatının önünü açtığı gibi, Türkiye’nin dünya ihracatından daha fazla pay almasını sağlayacak. Bununla birlikte Covid-19'la birlikte gündeme yerleşen gerek B2B gerekse B2C cephesindeki yeni trendlere karşılık verme kabiliyetimizden e-ihracata kadar geniş bir yelpazede elimizdeki enstrümanların kalitesini bir kez daha tartmamız gerekecek.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgının etkilerinin azalması ile birlikte Türkiye’yi ekonomik anlamda ciddi fırsatların beklediği aşikâr. Bu süreçte en büyük avantajlarımız lojistik konum itibariyle gelişmiş pazarlara yakınlığımız ve küresel tedarik sisteminde gerçekleşecek dönüşüm olacak. Ülkemizin 2023'nin birinci yarısı ile birlikte ekonomik olarak hızlı bir toparlanma sürecine gireceği öngörülmekte ve iş dünyası olarak merkezinde ihracatta yeni yaklaşımların yer alacağı bu döneme şimdiden hazırlıklı olmamız gerekmekte.. 

ATİK Uluslararası Ticaret ve İşbirliği Konseyi olarak, yeni dönemde de hedef pazarlarda doğru adımları atmanız için yanınızdayız..

Aziz Şahin
ATİK Genel Başkanı
Haxsa Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Anket

ALTINBAŞ Kuyum
OPET

E-Bülten Aboneliği