Azerbaycan ve Türkiye'nin Avrupa'ya ortak enerji mesajı
Ana teması Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak olan Antalya Diplomasi Forumu (ADF) 2022'nin hemen her etkinliğinde ve ayaküstü sohbetlerin çoğunda, konunun dönüp geldiği yer Rusya - Ukrayna savaşı ve bunun sonuçlarıydı. Savaşın ve alınan yaptırım kararlarının sadece iki ülke değil, tüm dünya için yüksek maliyetli sonuçlar üreteceği konusunda fikir birliği vardı. Yerli ve yabancı diplomatlarla yapılan sohbetlerde dikkat çeken ortak yorum ise "Putin onurlu bir çıkış arıyor" ifadesiydi. Deneyimli bir büyükelçi, "Kimsenin kazanmadığı ama kimsenin de kaybetmediği" şeklinde okunacak çıkış formülüne ihtiyaç olduğunu söyledi. Ancak bunun ne zaman ve nasıl olacağına ilişkin bir öngörüde bulunana en azından ben rastlamadım.
O formül bulunana kadar ise bir çok ülke için ortada bir 'acil olarak çaresine bakılması gerekenler' listesi var. Listenin üst sıralarını örneğin Avrupa açısından enerji güvenliği oluşturuyor. Türkiye'deki enerji fiyatlarının yüksekliğinden şikayetçiyiz ama temin konusunda bir sıkıntı yaşanmıyor. Forumda Atlantik Konseyi'nin katkısıyla düzenlenen "Enerji Güvenliğinde Karmaşa" oturumuna katılanlar ise Avrupa ile kıyaslandığında, Türkiye'nin enerji kaynağı çeşitliliğine öykünülen bir tablo olduğunu görebilirdi. Oturumun konuşmacıları, Azerbaycan Enerji Bakanı Parviz Shahbazov, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar ve ABD'nin eski Bakü Büyüelçisi Matthew Bryza'ydı. Moderatörlüğü üstlenen Atlantik Konseyi Global Enerji Merkezi Daimi Üyesi Brenda Shaffer ve katılımcıların sorularında, Azerbaycan ve Türkiye'nin Avrupa'nın enerji ihtiyacına karşılık üretmede nasıl bir rol üstlenebileceği, spesifik olarak da, güney gaz koridorunun kısa vadede çözüm olup olamayacağı öne çıktı.
Azerbaycan Enerji Bakanı Shahbazov'un perşembe günü gerçekleşen Cumhurbaşkanları İlham Aliyev - Recep Tayyip Erdoğan görüşmesindeki başlıklardan birinin enerji olduğunu hatırlatması ilk mesajıydı. Diğerlerini ise şu şekilde özetlemek mümkün:
- Azerbaycan'ın 2.6 trilyon bmc onaylanmış gaz rezervi var. Hem bize, hem ortaklarımıza, hem de Avrupa'ya 100 yıl boyunca doğalgaz sağlayabiliriz.
- Güney gaz koridorundan Avrupa'ya 2020'de 9.8 bcm gaz sevkedildi. Bu yıl 8.2 bmc, gelecek yıl ise 9.5 bmc gaz sevk edilecek.
- Avrupaya doğalgaz tedariği artacak. Koridorun halihazırda kullanılmayan kapasitesi var.
- Türkiye ile birlikte Avrupa'ya büyük miktarda gaz sevk edebiliriz. AB ile temas halindeyiz. Kardeş ülke Türkiye ile bu konuda temas halindeyiz.
- Güney gaz koridoru uzadığında, yeni katılımcılara da açık bir proje.
- Yenilenebilir enerjideki rüzgar gücümüzü Türkiye'ye ve onun üzerinden Avrupa'ya satabiliriz. Avrupa'ya yeşil enerji sunabiliriz. Bunun için çalışıyoruz.
Bakan Yardımcısı Bayraktar ise doğal enerji kaynağı varsılı olmasa da Türkiye'nin çok farklı alternatiflerin geçiş rotasında olabileceğine dair bir hatırlatmaydı. Bayraktar, Azerbaycan'ın dışında, Türkmenistan'ın da henüz değerlendirilmemiş müthiş doğal gaz yatakları olduğunu, Irak'ı ve İsrail'in Leviathan sahalarını da sıralayarak, "güzel bir fırsat ve farklı alternatifler var" ifadesini kullandı. Shahbazov gibi, güney gaz koridorunun halen yüzde 15'lik kısmının kullanıldığını söyleyen Bayraktar, hattın henüz yüzde 50'lik kısmının kullanıldığını ve 15 -16 bmc'lik kullanılmayan kapasitesi olduğunu vurguladı. Bakan yardımcısının şu sözleri ise Avrupa ülkelerine verilen güvence olarak değerlendirilebilir: TANAP ve TAP da, 6 ülke açısından harika bir liderlik taahhüdü gördük. Aynı adımları diğer hidrokarbon kaynaklarının Türkiye'ye getirilerek buradan sevk edilmesi konusunda da gösterebiliriz.
Emine Erdoğan ve ‘kız kardeşlik diplomasisi’
ADF’de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın yürüttüğü ‘kız kardeşlik diplomasisi’nin bir örneğine daha tanıklık edildi. Gözlerden kaçmasın, Emine Erdoğan, Ukrayna’nın ‘First Lady’si Olena Zelenska’nın dünyaya yaptığı “sesimizi duyurun” çağrısına karşılık veren halen tek lider eşi. Erdoğan, 3 Mart’ta yayınladığı video mesajda “İnsanlık geldiği noktada son derece yorgundur” diyerek savaşın bir an önce bitmesi çağrısı yapmıştı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde de Ukrayna’yı unutmamış ve “Eğer kadınların hak ettikleri gibi insana yakışır bir hayat sürmelerini istiyorsak, önce savaşları durduralım” demişti. Erdoğan ADF’de “Yumuşak Güç Yoluyla Dayanışmayı Teşvik Etmek” başlıklı panelde de konuşmacıydı ve dinleyicileri arasında başka lider eşleri de vardı. O yine Ukrayna’daki kadın ve çocukların durumuna dikkat çekmeye devam ederek bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğini gösterdi.
Emine Erdoğan’ın diplomaside oynadığı rol konusunda diğer lider eşlerine en kuvvetli mesajı veren kişi ise, geçen yıl evinde uğradığı suikast sonucu öldürülen Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise eşi Martine Moise oldu. Moise, Emine Erdoğan’ı kardeş olarak gördüğünü belirterek, bunun nedenini, “Çok zor bir durumdayken ondan aldığım ses bana çok büyük bir cesaret verdi. ‘Sayın Moise eğer olduğunuz yerde rahat değilseniz Türkiye’de eviniz var, bize gelin dedi” diyerek anlattı.
Benzer Haberler
Yurt Dışına Çıkış Harcı 1000 TL Oldu
Motorine dev zam geldi, 56 lirayı aştı
Altın fiyatları dört ayın zirvesinde! Güne rekorla başladı
Türkiye'nin turizm cennetinde esnafın hali perişan: Haziranın sonu ve...
Asgari ücret zammında beklenen gün geldi çattı
Elektrikte pazarlık dönemi! Faturası yüksek gelenler dikkat
İsrail'e giden gemiye Haydarpaşa Limanı'nda baskın
İsrail ile ticaret devam ediyor mu? Ticaret Bakanı tarih vererek açıkladı