Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle; Cuma günü saat 18.10'da Bartın Amasra'daki maden ocağında yaşanan elim bir kaza hepimizin yüreğini dağlamıştır. Türkiye Taş Kömürü Kurumu'na ait Amasra Kömür Ocağı, 503'ü yer altında olmak üzere toplam 713 çalışanıyla yılda 100 bin ton üretim yapan bir müessesedir. Geçtiğimiz 20 yılda bu madene yarısı iş güvenliği alanında olmak üzere 77 milyon lira yatırım yapılmıştır. Nitekim son 20 yılda bu ocakta yaşanan kazalarda hayatını kaybeden madenci sayımız 6'dır. Mevzuata göre her 250 kişi için bir iş güvenliği uzmanı bulundurulması gerekirken bu madende her 37 kişiye bir iş güvenliği uzmanı düşmektedir. Ayrıca kurum bünyesinde 30 tahlisiye görevlisi mevcuttur.
Madendeki gaz izleme sensörleri, 24 saat süreyle çalışmakta, oran belirli bir değerin üzerine çıktığında sesli ve ışıklı alarm vermektedir.
"PATLAMA RAPORU ÇIKANA KADAR SÖYLENEN HER ŞEY SPEKÜLASYONDUR"
Kömür ocaklarında havadaki metan seviyesi yüzde 1 oranına çıktığında patlatmalar durdurulmakta, yüzde 1,5 oranına çıktığında enerji kesilmekte, yüzde 2 oranına çıktığında ise personel tahliye edilmektedir. Metan gazının patlaması için ise havadaki oranının en az yüzde 5 ve daha üzeri olması gerekmektedir. Amasra'daki ocakta yaşanan kaza öncesi kayıtlara göre saat 18.05'te havadaki metan gazı oranının yüzde 1,5 seviyesine çıkması sebebiyle ocaktaki elektrik kesilmiştir. Maalesef saat 18.09'dan sonrasına ilişkin kayıt mevcut değildir. Kömür ocağımızda tüm önlemlere ve sistemlere rağmen nasıl olup da patlama yaşandığını henüz bilmiyoruz. Kurumlarımız ve uzmanlarımız çalışmalarını tamamladıktan sonra bunu öğrenebileceğiz. Patlamayla ilgili kesin rapor çıkana kadar söylenen her şey spekülasyondan ibaret kalacaktır. Bize düşen bu rapor önümüze gelene kadar yapabileceklerimize bakmaktır.
"HERHANGİ BİR EKSİKLİK SÖZ KONUSU DEĞİL"
En ileri sağlıktaki teknoloji neyse Çam Sakura Hastanemizde bunlar mevcut. Herhangi bir eksiklik söz konusu değil. Şu anda ilgilenen doktorlarımız gerçekten alanlarında onlar da kendilerini ispatlamış profesör arkadaşlarımız. Gerek yangınla ilgili tedavide gerek anestezide gerek enfeksiyonda bütün bu alanda kendini ispatlamış hocalarımız şu anda bu hastalarımızla ilgileniyorlar. Bartın'daki hastanelerde tedavi edilen madencilerimizin tamamı taburcu edilmiş durumda. Kazanın haber alınmasıyla birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve ekibi, Bartın, Zonguldak, Kütahya ve Ankara'dan gelen destek ekipleriyle birlikte toplam 110 tahliye ile 250 lojistik personelini kaza mahallinde görevlendirmiştir. İçişleri Bakanlığımız çeşitli illerden 116 kişilik AFAD arama kurtarma ekibini bölgeye yönlendirmiş, emniyet teşkilatımız 514 personeliyle sahanın, jandarma teşkilatımız 216 personeliyle bölgenin, sahil güvenlik teşkilatımız 45 personeliyle deniz tarafının güvenliğini temin etmiştir. Sağlık Bakanlığımız 15'i UMKE olmak üzere 262 personeli, 51 ambulansı ve 2 ambulans uçağı ile kazazedelere hizmet vermiştir.
Adalet Bakanlığımız, Bartın Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından başlatılan soruşturmayı yakından takip etmiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız hem iş müfettişi görevlendirmiş hem de kazayla ilgili soruşturma başlatmıştır.
"DENETİMLERİ DE MERCEK ALTINA ALDIK"
Velhasıl kurumlarımız canla başla görevlerini yapmaktadır. Ayrıca, afet öncesi yapılan denetimleri de mercek altına aldık. Çeşitli Bakanlıklara bağlı ilgili kurumlar tarafından yürütülen denetimlerin en yoğun uygulandığı yerlerden biri de Amasra'daki ocağımızdır. Kazanın meydana geldiği maden ocağı, son olarak ağustos ayında 7 gün süreyle 2 maden ve bir jeoloji mühendisi tarafından denetlenmiştir. Tüm madenlerimiz gibi burası da yılda en az 4 defa denetlenerek eksikler tespit edilmekte, ikazlar yapılmakta, gerekirse müeyyideler uygulanmaktadır. Buna rağmen bir kaza meydana gelmişse, önüyle arkasıyla sebeplerini araştırmak, bulmak ve gerekeni yapmak bizim en başta gelen vazifemizdir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız, önceki gün MKYK'ya ve dün de Meclis Genel Kurulu'na kapsamlı bilgi verdi. Meclis grubumuz bir araştırma komisyonu kurulması için gereken girişimleri başlattı.
MADENCİ YAKINLARINA ÖDEMELER
Maden kazalarında hayatını kaybedenlere verilecek maddi desteklerle ilgili adımları kolaylaştıracak düzenlemeyle ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Kazada hayatını kaybeden madencilerimizin yakınlarına Enerji, İçişleri, Çalışma ve Aile bakanlıklarımız ile sendikamız toplamda 1 milyon 550 bin lira ile 1 milyon 700 bin lira tutarındaki ödemelere başlamışlardır. Hayatını kaybeden madencilerimizin yakınlarından kamuda işe girme hakkı olanlarla ilgili süreçler kendi mecrasında ilerlemektedir.
Milli Eğitim Bakanlığımız da kazada vefat eden madencilerimizin çocuklarına eğitim hayatları boyunca burs verecek ve eğitim masraflarını karşılayacaktır. Kimsenin en küçük bir şüphesi olmasın ki hayatını kaybeden madencilerimizin geride bıraktıkları aileleri devlete emanettir.
"HEPSİNE GEREKLİ OLAN DESTEĞİ VERECEĞİZ"
Bunun siyasi istismarı olmaz. Bu siyasi istismarı yapanları da ben milletime havale ediyorum. İktidara gelirlerse işte çocuklarını hepsini haklarını vereceklermiş. Ne yaptığımızdan haberi yok. Soma'da ne yaptık haberi yok. Soma'da hepsini yaptığımız gibi aynı şekilde biz Başbakanlığım döneminde 1500 aileden onların çocuklarını hamdolsun işe yerleştirdik.
Biz bunları yaptık. Sen nereden geliyorsun ya? Bu geriden geliyor. Zaten nal toplamaya alışmış, hala nal toplamaya devam ediyor. Aynı şeyi biz Soma'da yaptık. Biz kimseyi aç açıkta bırakmadık. Hepsinin ailesinden birer çocuk, yakınlarından, kardeşlerinden, yoksa anne baba hepsine gerekli olan desteği verdik, vereceğiz. Bizim ulaştığımız yere senin hayallerin bile ulaşamaz bunu böyle bilesin.
"İHMALİ GÖRÜNEN HİÇ KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKILMAYACAĞINDAN DA MİLLETİMİZ EMİN OLSUN"
Hiçbir madenci yakınımızın en küçük bir mağduriyet yaşamaması için süreci biz de yakından takip ediyoruz, edeceğiz. Kaza raporlarının çıkmasıyla birlikte ihmali görünen hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağından da milletimiz emin olsun.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de kömür madeni kazaları yaşanmakta ve bunun bir kısmında maalesef pek çok insan hayatını kaybedebilmektedir. Maden kazaları, İngiltere'den Fransa'ya, Almanya'dan Japonya'ya, Hindistan'dan Çin'e, Hollanda'dan Kanada'ya, Amerika'dan Rusya'ya her yerde yaşanabilmektedir. Bunlar arasında bazılarında bakıyorsunuz örneğin Fransa'da 1099 ölüm, Japonya'da 687 ölümün, Çin'de 2388 ölümün, Almanya'da 405 ölümün, İtalya'da 268 ölümün yaşandığı kazaya da şahit oluyoruz. Ülkemizde de sadece kayıt tutulmaya başlandığı 1930 yılından bugüne 2014 vatandaşımız maalesef maden kazalarında şehit olmuştur. Üstelik bu rakamlara bilhassa 2 binler öncesinde kıyı köşedeki pek çok ruhsatsız ocakta yaşanan kazalar ve kayıtlara aktarılmayan kayıtlar dahil değildir.
"HER BİR MADENCİMİZİN ACISINI YÜREĞİMİZDEN HİSSEDİYORUZ"
Nispeten yakın tarihe şöyle bir baktığımızda 1983'te Zonguldak'ta 103 ölüm, 1990'da Amasya'da 59 ölüm, 1992'de Zonguldak'ta 263 ölüm, 2003'te Yozgat'ta 38 ölüm, 2014'te Manisa'da 301 ölüm yaşanan kazalar görüyoruz. Amasra'daki 41 kayıtlı son hadisede nispeten yüksek ölümlü kazalar arasında yer alıyor. Bizim inancımız, tek bir insanımızın burnunun dahi beşer hatasından kaynaklanan sebeplerden kanamasına rıza göstermemeyi emreder. Hele ki can söz konusu olduğunda en küçük bir affımız, en küçük bir esnekliğimiz söz konusu olamaz. Amasra'daki madende hayatını kaybeden her bir madencimizin acısını yüreğimizde hissediyoruz. Bunu söylerken, birileri gibi istismar yapmıyoruz.
"SİSTEMDE BELİRLENEN EKSİKLER, AKSAKLIKLAR VARSA GİDERİLMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ"
Gerçek hissiyatımızı ifade ediyoruz. Onların geride bıraktığı yavrularının, eşlerinin, anne babalarının, sevdiklerinin yüzündeki hüzün ve sergiledikleri vakur duruş adeta ömrümüzden ömür götürüyor. Ama biz aynı zamanda burası inananlar için çok çok önemli. Kadere inanan insanlarız. Özellikle kaza ve kadere inanan insanlarız. Elbette tespit edilirse suçlunun yakasına yapışacağız. Elbette sistemde belirlenen eksikler, aksaklıklar varsa giderilmesini sağlayacağız. Elbette şehitlerimizin geride kalanlarına tüm imkanlarımızla sahip çıkacağız. Bunları yapmak hem bulunduğumuz makamın sorumluluğu gereğidir hem de milletimizle aramızdaki gönül bağının tabii bir neticesidir. Hiç şüphesiz tüm bunları yaparken mukadderata, rabbimizin yazgısına da teslim olacağız. Özellikle biz Müslümanlar için bu olmazsa olmazdır. Yeri geldiği zaman bu ülkenin yüzde 99'u Müslümandır diyoruz. Yüzde 99'u Müslümansa, Müslüman olarak da bunun gereğine imanımız tam olacak. Ama senin İslam'la alakan, Müslümanlıkla alakan yoksa onu zaten biz bıraktık gitti.
"BEN KAZA VE KADERE İMAN ETMİŞ BİR İNSANIM VE BÖYLE YÜRÜYORUM"
Bu ikisi birbiriyle çelişen değil, tam tersine birbirini tamamlayan tutumlardır. Dua ederken en çok kullandığımız ifade, hakkımızda hayırlı olanı istemek değil midir? Bize düşen aklımızın erdiği, gücümüzün yettiği, izanımızın kavradığı en iyi, en ideal, en ileri gayreti ortaya koymaktır. Yani biz, esvaba tevessül, gerisi Allah kerimdir, sonrası rabbimize aittir. Hadisenin nasıl yaşandığı dahi tam olarak bilinmiyorken meseleyi başka taraflara çekenler, hele hele işi kader kavramını aşağılamaya kadar vardıranlar tehlikeli bir mecrada ilerlemektedir. Sen inanmayabilirsin. Ama Bay Kemal ve avanesi, ben kaza ve kadere iman etmiş bir insanım ve böyle yürüyorum. Biz her vakit olduğu gibi bugün de milletimize söylüyoruz. Amasra'daki maden kazası yürütmesiyle, yasamasıyla, yargısıyla, devletin tüm kurumları tarafından takip edilecek, hiçbir meselenin karanlıkta, hiçbir ihmalin cezasız kalmaması temin edilecektir.
CHP'Lİ ERBAY'IN MECLİS KÜRSÜSÜNDE CEP TELEFONU PARÇALAMASINA TEPKİ
Bay Kemal, önce adamlarına sahip çık, Meclis'in kürsüsüne kalkıp da çekiçle gelip orada telefon kırmaya yönelmesinler. Bu ahlaki değildir. Bu edebe, adaba terstir. Meclis'in edebine de, adabına da terstir. Siz bunları yapadurun ama ben diyorum ki parlamento Meclis iç tüzüğünü süratle değiştirmelidir. Bu tüzükle bu işler yürümez, daha çok kişiler silahla da gelir orada adam öldürürler, çekiçle gelir telefon kırar, başkasının kafasını da kırar. Bunlara eyvallah mı edeceğiz? Doğru mu yapıyorsunuz diyeceğiz? Gereken neyse bu milletin parlamentosu bunlara da haddini bildirmelidir.
2023 BÜTÇESİ
Hazırlıkları tüm kurum ve kuruluşların katılımıyla yürütülen 2023 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum. Bu AK Parti hükümetlerinin 21'inci, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 5'inci bütçesidir. Bütçemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme esasına dayalı şekilde hazırladık. Bu teklifi hazırlarken de bütçe disiplininden taviz vermedik. Enflasyon bütçe kaynaklı olsaydı bugün iflas etmiş bir Türkiye manzarası olurdu. Ne bugün ne bundan sonrası için bir tehditle karşı karşıyayız.
TÜRKİYE'YE DOĞAL GAZ DAĞITIM MERKEZİ
1999'u hatırlayın. Günde 6 kez devlet dairelerinin elektrikleri kesilirdi. Şu anda devlet dairelerinden böyle bir şey söz konusu değil. Şu anda "Avrupa doğal gazı nereden temin edeceğiz" diye arayış içinde. Türkiye'nin böyle bir sorunu da yok. Türkiye doğal gazda da bir hat olacak. Son görüşmemizde Sayın Putin ile hemfikir olduk. Burada bir hat oluşturacağız, 'Avrupa doğal gazını Türkiye'den temin edebilir' dedi.
Her bütçemiz gibi 2023 teklifinde de çalışanından işverenine, esnafından çiftçisine tüm kesimleri koruyacak, yatırımları sürdürecek yaklaşımı esas aldık. Türkiye'nin önümüzdeki sene benzer tempoyu sürdürmesini sağlayacak bütçe hazırladık. Küresel ekonomik krizin ve artan resesyonun çıkaracağı sıkıntıların farkındayız. Kimi sektörlerde bunun etkilerini görmeye başladık. Reel sektörü daha fazla destekleyecek, 250 milyar doları aşan ihracatın daha yukarı çıkmasını sağlayacak bütçe hazırladık.
Turizmde 50 milyon turiste ve 40 milyar dolara giden bereketli bir sezon geçiriyoruz. Bunu daha ileri taşıyacak hazırlıkların içindeyiz. Bütçe açığını yüzde 3,5 hedefinin altında tutabileceğimiz anlaşılıyor. Ekonomimize kurulan tuzağı bozmuştuk. Yükselen enflasyon sebebiyle refah kaybını telafi etmekte kararlıyız. Önümüzdeki yılbaşında daha ileri adımlar atarak telafi sözümüzü yerine getirmeyi sürdüreceğiz.
ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI
Daha ileri adımlar atarak telafi sözümüzü yerine getireceğiz
Benzer Haberler
Dünyaca ünlü futbolcuyu tanımayıp fotoğraf çektirdiler
Türkan Şoray, 52 sene sonra Meryem Ana Kilisesi'ni ziyaret etti
Borsa İstanbul operasyonu: 15 kişi hakkında gözaltı kararı
Altın için çöküş senaryosu konuşulmaya başlandı
Maliye düğmeye bastı! Hem kiracı hem de ev sahiplerine milyonluk
Trump: Ödeme yapmayan NATO ülkelerini savunmayacağım
Türkiye Suriye'de askeri üs kuruyor
İran'ın Trump'a mesajı çok net: ABD'nin yapacağı en büyük hata olur