Piyasaların yakından takip ettiği haber geldi. ABD Merkez Bankası (Fed), 2018’den bu yana ilk kez faiz artırımına giderek politika faizini 25 baz puan artışla yüzde 0,25-0,50 aralığına yükseltti. Fed, mart ayı toplantısında 2018'den bu yana ilk kez faiz artırımına gitme kararı aldı. Banka en son faiz artırımını, Kasım 2018'de küresel finansal krizin ardından devreye aldığı genişlemeci para politikalarını sonlandırma amacıyla gerçekleştirmişti.
İŞSİZLİK TAHMİNLERİ DEĞİŞMEDİ
ABD Merkez Bankası(Fed) yetkilileri bu yıl ve gelecek yıl için işsizlik oranı beklentilerini değiştirmediler.
Fed'in açıkladığı "Ekonomik Projeksiyon Raporu"na göre, işsizlik oranı tahmini bu yıl ve gelecek yıl için yüzde 3,5 olarak kaldı. 2024 yılı için beklenti yüzde 3,5'ten yüzde 3,6'ya çıkarılırken, uzun dönem işsizlik tahmini yüzde 4,0 olarak bırakıldı.
ABD'de Şubat ayı itibarıyla işsizlik oranı yüzde 3,8 seviyesinde açıklandı. İşsizlik oranı COVİD-19'un etkilerinin zirve yaptığı 2020 Nisan ayında yüzde 14,7 ile tarihi zirvesini görmüştü.
Piyasa çok net olarak faiz artışını beklerken, faiz artışından ziyade karar metninde hangi konulara yer vereceği yani diğer ifade ile varlık alımlarında gelinen boyutu nasıl değerlendireceğini, bilanço düzenlemesine gidip gitmeyeceği önem arz etmektedir.
Bilanço ve varlık alımlarıyla ilgili kısım yapılacak açıklamaya bağlı olarak yeniden gözden geçirilecektir. Aynı zamanda bu yıl içerisinde toplamda 7 faiz artışı beklenmesi sene sonuna doğru faizin yüzde 4’leri bulabileceği beklenir. Enflasyonun yüzde 7’nin üzerinde gerçekleşmiş olması durumuyla bu oran orta vadede yeterli bir orandır. 2023 yılında da faiz artışına gideceğini beklemek mümkündür.
TCMB’NİN FAİZ KARARI NE OLUR?
Diğer taraftan alınacak bu kararın Avrupa Merkez Bankası başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından da göz önüne alınarak bundan sonraki süreçte farklı senaryoların da gündeme gelmesi muhtemeldir.
Gelinen şartlar ışığında yarın TMCB’nin bir faiz indirimine ya da artırımına gitmesi çok olası gözükmemektedir. Piyasanın yüzde 90’ına yakını Merkez Bankası’nın pas geçeceği yönünde beklentiden oluşmaktadır. Ancak yüzde 5’lik bir kesimin faiz artışına gideceğini diğer taraftan yüzde 5’lik kesimin de faiz indirimine gideceğini beklemektedir. Yüksek olasılıkla pas geçme ihtimali şu an piyasalarda satın alınmaktadır."
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sırasında jeopolitik ve makroekonomik kaygılar nedeniyle ileriye giden yol biraz belirsizleşti. Uzun süreli bir tedarik zinciri krizi enflasyonu tetiklerken, ortaya çıkan yeni dinamiklerle oluşacak enerji ve girdi açığı hem artı enflasyon, hem de ekonomik büyüme döngüsünde yavaşlama anlamına gelecek. Tedarik zinciri darboğazları yeniden kötüleşiyor, girdi maliyetleri ve konut fiyatları artmaya devam ediyor.
Bu aşamada, her durumda politika yapıcıların Ukrayna savaşına tepkisi, belirsizliğin kilit unsuru olmaya devam ediyor. Büyümenin, yaptırımlardan ve savaştan etkilenme katsayısı elbette bölge ve ülkelere göre farklılık gösteriyor ve daha az enerji bağımlılığından dolayı ABD, kendi göstergelerine daha fazla güvenebilir bir konumda. Sonuçta, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden önce ekonomi yeterince güçlü görünüyordu. Artı olarak, enflasyonun talep büyümesi açısından da riskleri söz konusu, çünkü enflasyon hızla yükselirken, haneler bütçelerini yeniden düşünmeye ve isteğe bağlı harcamaları kısmaya karar verebilir.
Benzer Haberler
Dünyaca ünlü futbolcuyu tanımayıp fotoğraf çektirdiler
Türkan Şoray, 52 sene sonra Meryem Ana Kilisesi'ni ziyaret etti
Borsa İstanbul operasyonu: 15 kişi hakkında gözaltı kararı
Altın için çöküş senaryosu konuşulmaya başlandı
Maliye düğmeye bastı! Hem kiracı hem de ev sahiplerine milyonluk
Trump: Ödeme yapmayan NATO ülkelerini savunmayacağım
Türkiye Suriye'de askeri üs kuruyor
İran'ın Trump'a mesajı çok net: ABD'nin yapacağı en büyük hata olur