Telefon
WhatsApp
AKİS’in HİKAYESİ (1954-1968)
Hax

AKİS’in HİKAYESİ (1954-1968)

Erol Yılmaz    30.Mayıs.2021

 

Time, L’Express ve Der Spiegel gibi dergilerden esinlenerek 1954 yılında yayın hayatına başlayan siyasi, aktüalite dergisi AKİS’in hikayesi. ‘Yön’, ‘Kim’, ‘Yankı’, ‘Yeni Ortam’, ‘Ant’ ve ‘Kadro’ gibi
dergilerin de söz konusun olduğu yayınlar içinde AKİS; Türkiye’nin bugünkü haber dergiciliğine yakın
anlamdaki ilk haber dergisi olarak kabul ediliyor.
“1954 yılının bir Şubat günü, Ankara’daki Rüzgarlı Sokak üzerindeki matbaaların birinde 30 yaşında
bir adam, baskıdan çıkmış bir dergiyi memnun olmayan bir ifadeyle inceliyor ve şöyle diyordu:
“Olmadı!” Bu adam Metin Toker’di. Bu dergi AKİS’ti. Üç kişi, buldukları bütün parayı bir dergiye
yatırmışlardı. Bu dergiyi çıkarmak için aralarından gazeteci olana, Metin Toker’e yetki tanımışlardı.
Dergi hazırlanmıştı, basılmıştı, şimdi Metin Toker “Olmadı!” diyordu. Sonra ilave etti: “Bu, yavrukurt
gibi bir şey olmuş. Yeniden başlamalıyız...” AKİS’in hikayesi böyle başladı. O olaydan 14 yıl sonra, aynı
Rüzgarlı Sokakta, bu sefer 44 yaşına gelmiş bir Metin Toker, odasına topladığı AKİS çalışanlarına dergi
hakkında aynı hükmü söylüyordu: “Olmuyor. AKİS’i kapatacağız.” Metin Toker’i tanıyanlar, o bunu
söylerken kafasında “Yeniden başlamalıyız…” diye düşünmekte olduğundan şüphe etmediler.Ama
AKİS’in yılın sonunda son sayısını çıkartarak yayınını tatil edeceğini ilan etmesi, AKİS’i sevenler ve
sevmeyenler arasında derin bir tesir ve hüzün yarattı.
AKİS 1953 yılının kışında, Ankara’da, üç kişi arasında planlandı.Bunların biri gazeteci olan, yayılmış bir
şöhreti ve on yıllık meslek tecrübesi bulunan Metin Toker’di. İkincisi, işadamlığını mesleğine tercih
eden bir avukat, Metin Toker’in Galatasaray’dan sınıf arkadaşı Oktay Türegün ve üçüncüsü ise,
Mecliste mütercim olarak çalışan, biraz parası, biraz tanıdığı bulunan genç ve güzel bir kız olan Tülya
Nemluk idi.Fikir Metin Toker’in oldu. Diğer ikisi onda istikbal gördüler ve katıldılar. O tarihte
Türkiye’de Amerika’nın Time’ı tertibinde, ciddi bir siyasi aktüalite dergisi çıkmamıştı. Metin Toker ile
arkadaşları Türk basınında böyle bir yerin boş olduğu kanaatindeydiler.En önemli sorun, sermaye
meselesiydi.Metin Toker çalıştığı gazeteden 600 lira aylık alıyordu ve onunla geçiniyordu. Ortakları da
gerekli parayı bir araya getirecek durumda değillerdi. 1954 başında, tanıdıklar aracılığıyla, her birine
5 bin lira düşecek şekilde banka kredisi temin edildi.Şubatta yayınlanacak olan derginin ilanı verildi,
kapak ve iç kağıdı alındı, bayiler bulundu. Yazıların büyük kısmını Metin Toker yazdı. Kapak
kompozisyonu hazırlandı. Diğer yazılar, 5 ile 15 lira arasında değişen telif bedelleri sonradan ödenmek
üzere dostlardan sağlandı.
Türkiye o sıralarda 1954 seçimlerine gidiyordu.AKİS tarafsız bir aktüalite dergisi olarak
düşünülmüştü.İki büyük partinin liderlerinden, Adnan Menderes’ten ve İsmet İnönü’den AKİS birer
makale istedi. İnönü’ye aracılığı Faik Ahmet Barutçu, Menderes’e özel kalem müdürü Basri Aktaş
yaptı.CHP Genel Başkanı sorumlusunu tanımadığı, meşrebini bilmediği dergiye bir şey yazmayı
reddetti.Üstelik Metin Toker ‘Zafer’ gazetesinde çalışıyordu ve o yılların DP’sinin savunduğu ideallere
yakındı.Tuhaftır, AKİS sonuna kadar böyle kaldı, Demokrat Parti (DP) tamamıyla değişti, o idealleri
savunduğundan dolayı AKİS’i hasım bildi. Menderes, yazısının yayınlanmasına müsade etti.Hatta, ilgi
çekici bir cevap verdi. Aktaş vasıtasıyla dedi ki: “ Metin benim ağzımdan bir yazı yazsın. Görüp
imzalayayım. Yayınlasınlar.” Yazının konusu “Seçimlere giderken” idi. Eski ‘Zafer’in bir odasında Metin
Toker ve gazetenin yazı işleri müdürü Fatin Fuat, ‘Adnan Menderes’ imzasıyla bir yazı kaleme aldılar.
Yazıda, 1954 seçimlerinin 1950 seçimlerinin dürüstlüğü içinde yapılacağı, ondan çıkacak iktidarın
memleketi demokrasi prensiplerine uygun olarak yöneteceği, artık Türkiye’de zorla iktidarda kalmak,
iktidardan gitmemek gibi davranışlara yer kalmadığı belirtiliyordu.Yazı, Basri Aktaş vasıtasıyla
Menderes’e iletildi.Menderes okudu ve beğendi. Her sayfasının altını imzalayarak yayınlanmasına
onay verdi.
Ortaklar, dergiyi heyecanla bekliyorlardı.Çok masraf yapılmıştı. Başbakandan bile yazı sağlanmıştı.
Metin Toker, Tülya Nemluk’un evine elinde beğenmediği dergiyle gidip bunun piyasaya
çıkarılmayacağını söylediğinde bir şaşkınlık oldu.O sayıyı çıkarmak, iyileşmesine sonradan çalışmak
tezleri tartışıldı.Metin Toker buna karşıydı.AKİS ancak arzulanan bir dergi olarak çıktığı takdirde
yaşama şansına sahipti. Hazırlanmış olan dergi ise istenildiği gibi değildi.Belki pahalı bir tecrübeydi.

Ama, ancak tecrübeydi. Ortaklar bu görüşü kabul ettiler. Metin Toker üç ay müsaade istedi.14
Mayıs’ta seçimler yapılacaktı.Dergi o tarihe yetişecekti. Mayıs, dergi başlangıcı için elverişli bir ay
değildi ama, seçim sonrasının hareketli havası yazın handikapını kapatacaktı.
AKİS 15 Mayıs 1954’te çıktı. Seçimler yapılmış ve bunu büyük çoğunlukla DP kazanmıştı.Türkiye’nin
istikrarlı bir demokratik rejime tam gireceği, her tarafta müsamahanın hakim olacağı, hürriyetlere
karşı saygılı davranılacağı inancı herkese hakimdi.Hayret! DP bunun tam aksi yolu tuttu ve AKİS’i AKİS
yapan ortamı, sanki isteyerek yarattı. Zira böyle bir ortama hiç lüzum yoktu. Kudreti tartışılmayan,
memlekete hakim bir DP İktidarı oyunun bütün kaidelerine saygılı davranarak Türkiye’yi rahatlıkla ve
üzüntüsüz idare edebilirdi.Bunun yerine DP liderleri her tarafta düşmanlar görmeye başladılar.
AKİS tam bir tarafsızlıkla yayına koyuldu.Kapağında Celal Bayar’ın bulunduğu ilk sayı 6 bin basılmıştı
Bunun yarısı satıldı.Onu, kapağında yeni Başbakan’ın bulunduğu ikinci sayı takip etti.O biraz daha az
basıldı, biraz daha fazla satıldı.Ankara’nın siyasi çevrelerinde dergi ilgi uyandırmıştı.En fazla konuşulan
tarafı, tarafsızlığıydı ve bu, bir türlü anlaşılamıyordu.İnönü’ye o günler AKİS “ Menderes tarafından
mahsustan tarafsızlık kisvesi altında çıkartılmış bir dergi” diye tanıtılılırken, Menderes’e ise şöyle
denilmişti: “ DP içinde muhalif bir grup bunu size karşı bir yayın organı olarak finanse etmektedir.”
Halbuki AKİS tarifsiz maddi sıkışıklık içindeydi.15 bin liralık kredinin hemen tamamı bitmişti.Gerçi
biraz ilan alınabiliyordu ama bayiler henüz para göndermeye başlamamışlardı. AKİS’in her bir sayısı
oradan buradan para denkleştirerek çıkıyor, bazen matbaa, para getirilmezse dergiyi vermeyeceğini
söylüyor, zaman zaman matbaa değiştiriliyordu.Metin Toker’in iki ortağı, gazetecilikle doğrudan
ilgilileri de olmadığından ve zaten bütün yük, sorum ve yetki onun üstünde olduğundan bir teklif ileri
sürdüler. Kendi beşer bin liralık kredilerini de Toker üzerine alırsa hisselerini devredeceklerdi.AKİS
böylece, çıkışının ikinci ayında Metin Toker’in tam idaresine girdi ve sonuna kadar fiilen öyle devam
etti.
AKİS, daha ilk yaz içinde, adı Türkiye’de belki en fazla geçen dergi durumuna geldi.Namı, tirajlarının
üstündeydi.Bilhassa siyasi çevrelerde herkes dergiden bahsediyordu. Her partiden en namlı isimler
AKİS sütunlarında imzalı makalelerini yayınladılar. Bunların arasında Fatin Rüştü Zorlu, Mükerrem
Sarol, Fethi Çelikbaş, Hayreddin Erkmen, Hikmet Bayur, Faik Ahmet Barutçu, Server Somuncuoğlu
gibi politikacılar vardı. AKİS genel havası itibarıyla her hangi bir partiden değildi.Ama DP’nin tuttuğu
antidemokratik gidişi şiddetle yeriyor, onun şampiyonları aleyhinde vaziyet alıyor, DP liderlerine
doğru yolu göstermeye çalışıyordu. Tabii, o hava içinde, tam methedilmemeyi DP idarecileri
muhalefet olarak alıyorlardı ve AKİS ile uğraşmak hevesi o çevrelerde belirmişti. İki olay bu temayülü
hızlandırdı ve kuvvetlendirdi: Metin Toker’in, Eylül ayı içinde İsmet İnönü’nün kızı Özden İnönü ile
nişanlanması ve Kasım ayında dergide, Devlet Bakanı Dr. Mükerrem Sarol ile ilgili kampanya
başlatılması.
DP liderleri İsmet İnönü’nün kızıyla nişanlanmanın siyasi tarafsızlığa mani hali olamayacağını
anlamıyorlar, zaten siyasi tarafsızlığı da düşmanlık gözüyle görüyorlardı. “Sarol Olayı” AKİS’in
harikulade kaderinin başlangıcını teşkil etti. O sıralarda derginin tirajı 15 bini bulmuştur. Sarol, Basın
işleri ile ilgili Devlet Bakanıydı.Ama aynı zamanda bir de gazete çıkarıyordu: Türk Sesi gazetesi!.
Nüfuzunu kullanarak bu gazetesine bir çok resmi daireyi, hatta ilkokulları abone yapmıştı. AKİS bunun
doğru bir hareket olmadığını yazdı. İlkokullara gelen ve bandları dahi açılmayan Türk Sesi
gazetelerinin fotoğraflarını yayınladı. AKİS, kağıt tahsisinden resmi ilana kadar, basınla ilgili her kararı
verebilecek durumda olan Devlet Bakanının şahsi gazete çıkaramayacağını savunuyordu. Fakat Sarol,
bundan daha büyük bir gaf yaptı: AKİS’in açtığı kampanya karşısında gazetesini devretti. Bu, anlaşmalı
bir devirdi.AKİS onu da yazdı. O zaman, anlaşmalı satışın ispat edilemeyeceği düşüncesiyle Sarol,
Metin Toker’i dava etti. Bu, AKİS’in ve sahibinin başı üzerine asılmış bir Demokles kılıcıydı. AKİS- Sarol
çatışması bir hamlede tirajı 20 bine ulaştırdı.

DP İktidarının AKİS ile uğraşma devri de böylece açılmış oluyordu. AKİS, “ biraz idareli gitmesi için” el
altından, el üstünden yapılan bütün teklifleri reddetti ve sadece doğru bildiklerini yazdı. Dergi ilk
nirengi noktasına Dr. Sarol ile olan davasını Metin Toker kazandığı zaman vardı. AKİS ilk defa 37 binlik
tirajını buldu.Toker için verilen beraat kararını hükümet krizi takip etti. Kabine devrildi. Sarol,
Hükümet dışı bırakıldı. Hatta partiden ihraç edildi. Hemen hemen aynı anlarda, sonradan Hükümet
Partisini kuracak olanların İspat Hakkı davası başladı. Bu davanın en kuvvetli kozu, AKİS örneğiydi. DP,
hıncını AKİS’in yanına bırakmadı. Yargıtaya beraat kararı bozdurtuldu.Gerekli yargıçlar Basın
Mahkemesine bulunmuştu. Artık onlar mahkumiyet kararı veriyor, Yargıtaydakiler tasdik ediyorlardı.
Bu suretle AKİS ekibinin ‘Hapishane Hayatı’ başladı. Sırasıyla Cüneyt Arcayürek, Metin Toker, Yusuf
Ziya Ademhan, Tarık Halulu, Kurtul Altuğ, Süleyman Ege bir, yahut bir kaç defa Ankara Hilton adını
alan Ankara Merkez Cezaevinin ranzalarının tadını tattılar. Bu hapislikler yıllar sürdü. Ama AKİS ne
yolunu değiştirdi, ne de kalitesinden bir şey kaybetti. Dergi artık, demokratik rejim için savaşanların
bayrağı haline gelmişti.AKİS adı herkes tarafından biliniyor. AKİS toplanıyor.AKİS el altından gene
dağıtılıyordu. O yıllar tiraj 25 bin ile 35 bin arasında değişti. AKİS, çok az yayın organına has bir kader
kazanmıştı: Yeminli düşmanları, yürekten dostları vardı.Ama ikisi de her hafta AKİS’i okumadan
edemiyordu.
27 Mayıs ihtilali bu hava içinde gerçekleşti.Menderes, Tahkikat Komisyonu vasıtasıyla 29 Nisan’da
hem dergi olarak AKİS’i, hem de onun matbaasını kapattırmıştı. Bu Komisyonun üyeleri idarehaneyi
bastılar, aramalar, taramalar yaptılar. 27 Mayıs’tan üç gün sonra AKİS tarihi ‘İhtilal sayısı’nı
çıkarıyordu. Dergide, ihtilalin bütün hikayesi vardı ve bu hikaye derginin tamamını kaplıyordu. O bir
dergilik yazıyı, Metin Toker bir gecede, Ayten Sokak’taki evinde kaleme aldı.Dergi, kendi Duplex
makinesinde, hiç fasıla verilmeden tam üç gün süreyle basıldı. Halk, matbaanın kapısında, fırın
kapısında gibi kuyruk olmuştu ve çıkan dergiyi, mürekkebi kurumadan kapışıyordu. O sayı 150 bin
basıldı ve bir tane kalmadan satıldı. Bu, Türkiye’de 100 binin üstüne çıkmış ilk dergiydi. Tiraj İhtilalin
ilk ayları o seviyede devam etti.
27 Mayıs 1960 ile 1961 seçimleri arasında çıkan AKİS’leri inceleyecek olanlar derginin o devredeki
rolünü kolaylıkla göreceklerdir. AKİS, askeri idarenin sivil bir demokratik rejime geçmesini sağlamak
savaşını veriyordu. M.B.K. içinde bir grup AKİS’e karşı olmakta DP’nin yerini almıştı, DP yılları içindeki
macerası AKİS’e bir dokunulmazlık sağlamıştı. 14’lerin akıbetini AKİS, üç gün önceden haber
verdi.Seçime gitmek istemeyen, memleketi seçimsiz idare etmek taraflısı grup tasfiye olunduktan
sonra AKİS daha normal bir düzen içinde hem haber vermek, hem de kamuoyunu şekillendirmek
görevlerini yapmaya devam etti.
AKİS 14 yıllık yayın hayatında , hapishanede bulunduğu dönemler dahil, belki her sayısında Metin
Toker’in damgasını taşıdı. Ama daima bütün ekiplerin en kalitelisi tarafından, bir ortak emeğin ürünü
olarak çıkarıldı. Bu ekipte, bugün her biri birer şöhret olan kalemler çıraklık veya kalfalık yıllarını
geçirmişlerdir. Tarih sırasıyla gidilecek olursa; Cüneyt Arcayürek, iktisat sayfasında önce Cumhur
Ferman ardından Atilla Karaosmanoğlu, Mehmet Selik, İsmail Türk ve Doğan Avcıoğlu, redaktör İlhan
Selçuk, dış politikada Mümtaz Soysal, sayfa sekreteri İlhami Soysal, yayın müdürü Kurtul Altuğ,
yazılarıyla Çetin Altan, tiyatro sayfasında Turhan Dilligil, yazılarıyla Turhan Feyzioğlu, Coşkun Kırca,
Yusuf Ziya Ademhan, fotoğrafçı Hüseyin Ezer, İstanbul temsilcileri Kayhan Sağlamer ve Egemen
Bostancı, karikatürist Turhan Selçuk, Tıp yazılarıyla Dr. Esat Eğilmez, Jale Candan başta olmak üzere
AKİS’in devamlı mensubu olan bu değerlerin yanında çok sayıda imza, AKİS’e yazılar yazmışlardır.
Demokrasi, AKİS’in uğrunda mücadele ettiği rejimTürkiye’ye yerleşmişti ve iki bedbaht askeri darbe
teşebbüsü göstermişti ki bunu sarsabilecek bir güç de artık yoktur.Yeni şartlar yeni cereyanlar
doğurmuştur. Bunların en sağında şeriatçılık, en solunda komünizm yerlerini almıştı ve ikisi de,
kanunların icabı az veya çok maskeli çalışıyorlardı. AKİS bunların ikisine de karşı vaziyet takındı.Şimdi
eski DP-CHP çekişmesi kaybolmuştu.Batılı demokratik düzen ile bu düzenin sağdaki veya soldaki
düşmanlarının savaşı başlıyordu.Fakat bunun yanında, basın endüstrisinde de gelişmeler olmuştu.

Dergicilik ofsete gidiyordu ve Türkiye’nin gösterdiği boşluk o baskıya sahip bir yeni siyasi aktüalite
dergisinin boşluğuydu. AKİS hala, bütün kendi çeşidinin hem en çok satan, hem en çok ilgi uyandıran
dergisiydi.Ama gerekli büyük hamleyi bir yeni derginin, 1968 Türkiyesinin icabı olan bir derginin
yapması gerekiyordu.AKİS, yerini ona bırakmak üzere çekilmeyi, Türkiye’de basın tarihinin sayfaları
içine girerek fonksiyonunu tamamlamış halde ve her halde kolay unutulmayacak bir dergi olarak
hafızalarda yaşamayı tercih ederek; şöhret ve kıymet imal eden bir basın fabrikası vasfını sonuna
kadar sürdürmüş ve gene böyle bir ekibin elinde, batılı demokratik hayat düzeni ideallerinden en ufak
bir taviz vermeden sahneden çekilme kararı almıştır.”
Kaynak: 31 Aralık 1967 tarihli AKİS Dergisi sayfa 16-20 (Akis’in Hikayesi 1954-1968)

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Anket

ALTINBAŞ Kuyum
OPET

E-Bülten Aboneliği