Telefon
WhatsApp
AMERİKAN POLİTİKASI VE TAŞNAKLAR
Hax

Tarihe Tanıklık eden Ermeni Devlet Adamı  B. A. Boryan’ın Tespitleri Işığında;

AMERİKAN POLİTİKASI VE TAŞNAKLAR

Dr. Tayfun Atmaca                               25.Nisan.2021

  Ermeni disaporasının her yıl yapmış olduğu sözde ‘Soykırım’ çığırtkanlığı, bu yıl da beklenen karşılığı bulmamıştır.

ABD’den gelen konu ile ilgili açıklamaların tutarsızlığı ise başta Türkiye olmak üzere yaklaşık 350 milyonu bulan Türk ailesinin nefretini kazanmaktan öteye gitmemiştir.

1915 olaylarını ‘Soykırım’ adı altında niteleyerek, Ermeni cemaatini, emperyalist planlarla kuşatma çabaları, dün olduğu gibi, bugünde aynı hızla devam etmektedir.

 Yaptığı talihsiz açıklama ile Ermenilere şirin gözükmek isteyen  Joe Biden,  ABD’nin 28. Başkanı olan Woodrow Wilson’ın yolunu takip ettiğini, göstermiştir.

Tarih sayfalarını karıştırdığımızda, bütün gerçekliğin gün yüzüne çıktığı görülmektedir. Bu yoldan yürüyerek, tarihe tanıklık eden Ermeni devlet adamı Bagrat Artemoviç Boryan’ın tespitlerine kulak vermemiz,  gerçeklerin ortaya çıkmasın da bizlere yol gösterici olacaktır.

Osmanlı Devleti ve Ermeni Meselesi

Batı, Osmanlı’nın çöküş döneminde Türkiye’yi paylaşma planlarını birkaç koldan yürütmüştür. Bu planların hayata geçirilmesindeki en önemli araçlardan biri Ermeni meselesi olmuştur. Ermeni meselesi, 1926 yılında yayımlanan Büyük Sovyet Ansiklopedisi’nin saptadığı gibi “büyük devletlerin Türkiye’de merkez kaç kuvvetleri destekleyerek, Türkiye’nin zayıflatılması ve daha kolay sömürgeleştirilmesi” amacına hizmet etmiştir. Bu temelde “Batı kapitalizminin Ortadoğu’ya taarruza geçtiği anda, Batı ülkeleri kendi güvenlikleri için Türkiye’de köprü mahiyeti taşıyan Ermeni burjuvazisini kullanma yoluna” gitmişlerdir.

Ermeni meselesinin özünü teşkil eden bu saptama, Sovyet Ermenistanı’nın önemli devlet adamlarından B. A. Boryan’ın (Bagrat Artemoviç Boryan, önemli Sovyet-Ermeni devlet adamlarından ve parti yöneticilerinden biri) “Ermenistan, Uluslararası Diplomasi ve SSCB” adlı eserinde de yapılmaktadır. Boryan, emperyalist diplomasinin ezilen dünyada amaçlarına ulaşmak için iki yol izlediğini belirtir. Birincisi, rüşvet, cinayet, yalan ve aldatıcı vaatler yoluyla kamuoyunu belirlemek ve ayrıca ezilen milletlerin siyasal parti temsilcilerini ve önderlerini ideolojik denetim altına almaktır.

İkincisi ise uluslararası antlaşmalar ve savaşlara varan saldırgan politikalardır. Emperyalist devletler, Boryan’a göre, Ermeni meselesinde de bu yöntemleri uygulamışlardır. Açıkçası Ermeni meselesi, Doğu meselesinin bir parçası olmuştur. O nedenle mesele, Ermenilerin hareketleriyle değil, Doğu’da çıkarları çatışan devletler arasındaki güç ilişkileri düzleminde çözülmüştür. Ve elbette belirleyici olan siyasal ve ekonomik etkenlerdir; yoksa söylendiği gibi insan sevgisi veya Hıristiyanlık inancı değildir.

Ermeni meselesi, Birinci Dünya Savaşı sonrasında da önemini kaybetmez. Tam tersine Türkiye’nin savaşı kaybetmesiyle Ermeni meselesinin paylaşım planlarındaki rolü daha da artacaktır. Rusya’da Ekim Devrimi’yle birlikte kurulan Sovyet iktidarı bu politikaları reddedecek, Ermeni meselesi, tamamen Batı emperyalizminin bir oyuncağı olacaktır.

Taşnak Ermenistanı

Ekim Devrimi’nin ardından Transkafkasya’daki Musavat Azerbaycanı ve Menşevik Gürcistanı cumhuriyetleriyle birlikte Taşnak Ermenistanı da bağımsızlığını ilan eder. Taşnak Ermenistanı, kesin bir surette emperyalizmin saflarında yer alacaktır ve büyük devletlerin diplomatlarının elinde bir silaha dönüşecek, onların iradesini ortaya koyan uluslararası sermayenin bir ajanı olarak varlık gösterecektir. Boryan’ın ortaya koyduğu gibi Taşnaklar tarafından yönetilen Ermenistan ve onun emekçi kitleleri, emperyalizmin Doğu politikasının bir aracı ve Türkiye’ye karşı bir şantaj unsuru olacaktır.

Taşnak Ermenistanı’nın bel bağladığı başka bir kuvvet ise, Amerika Birleşik Devletleri’dir. Wilson’un Amerikan mandasıyla ilgili incelemeler yapmak üzere Ermenistan’a gidecek heyete verdiği talimat çarpıcıdır:

“İstiyoruz ki, siyasal, askeri, coğrafi, idari, ekonomik ve diğer şartları yerinde inceleyerek Amerika için hangi somut çıkarların var olduğunu saptayın.”

Görüldüğü gibi Amerikan mandasının esas hedefi Ermenilerin çıkarlarını gözetmek değil, ABD çıkarlarını esas almaktır. Boryan’ın ifadesiyle ABD, Ermenistan’ı ele geçirerek, Doğu’da bir üs olarak kullanacak ve Küçük Asya’da yeni bir Amerika inşa edecektir.

ABD’nin “Doğu’da yeni Amerika” planının ve Ermeni “milliyetçilerinin” programlarının gerçekleştirilmesi için, 10 Aralık 1918 tarihinde senatör Lodge, ABD senatosunda Ermenistan’la ilgili kararlarını açıklar. Geleceğin “bağımsız” Ermenistan’ın topraklarına başta Türkiye’nin olmak üzere Gürcistan’ın, Azerbaycan’ın, İran’ın toprakları eklenmiştir. Amerika, manda adı altında bu toprakları işgale hazırlanmaktadır. Wilson’un Ermeni meselesini İstanbul, Anadolu, Türkiye Ermenistanı ve Transkafkasya meselelerinden ayrı olarak ele almanın imkânsız olduğunu belirtmesi de bu yüzdendir. Wilson açısından hepsi birlikte ele alınmalı ve çözülmelidir. Çünkü küçük bir Ermenistan, Wilson’un işine yaramayacaktır. Boryan, meseleyi genel olarak değerlendirdiğinde şu sonuca varır:

“Ermenistan, geçmişte olduğu gibi emperyalistlerin bütün Doğu’yu işgalinin bahanesi ve aracı olmuştur; Ermenistan mandası ise, Karadeniz, Hazar ve Akdeniz’in ve doğal kaynakların zengin olduğu bölgelerin önemli noktalarının emperyalistler tarafından kontrol edilmesi ve ele geçirilmesinin biçimsel bir kılıfıdır. Petrol, bakır, demir, magnezyum, taş kömürü vb. Amerikan kapitalistlerinin aklını almıştır; ‘özgür Ermenistan’ üzerindeki manda ve Ermeniler ise Amerikan işgalinin ahlaki ve siyasal boyutunun bir kanıtı ve temeli olarak tasavvur edilmiştir.”

Ancak Boryan’a göre Ermenilerin içinde bulunduğu manevi ve maddi durum, Wilson’un genişletilmiş Ermenistan devletini hayata geçirmeye elverişli değildir. ABD mandasının hayata geçirilemeyişinin nedenleri konusunda tarihçiler arasında tartışma vardır. ABD ve Batı Avrupa tarihçileri ABD senatosunun Ermenistan mandasını reddetmesini ABD’nin tecrit (izolasyon) politikasıyla açıklamaya çalışırlar. Ancak Sovyet tarihçisi Şpilkova, bunun gerçek dışı olduğunu saptar. ABD planlarını suya düşüren olgular, öncelikle bölgedeki devrimci gelişmelerdir: Beyaz Orduların mağlup edilmesi ve Sovyet iktidarının sağlamlaşması, Türkiye’deki Milli Kurtuluş Savaşı’nın hızla gelişmesi ve yayılması, Transkafkasya ülkelerindeki devrimci hareketlilik, emperyalist devletler arasındaki çelişmeler, ABD mandasının önünü kesmiştir.

Boryan, burada ilginç bir noktaya işaret eder: Wilson, Rus Bolşeviklerinin “milletlerin kendi kaderini tayin hakkı”nı savunmalarına değinerek, Bolşeviklerin “amaçlarına ulaşmalarını canı gönülden” istediğini belirtir. Boryan’a göre, Wilson, kendi kaderini tayin ilkesinin uygulanmasıyla, Rusya’nın parçalanmasını ve ardından da Transkafkasya’nın, Türkiye’nin Avrupa ve Anadolu coğrafyasının ve İran’ın bir kısmının işgalini umut etmiştir.

Boryan, Wilson’un Osmanlı İmparatorluğu’nun Türk bölgelerinde tam egemenliğinin güvence altına alınmasına taraftar olması ile Türk egemenliği altında yaşayan halkların özerkliğini savunması arasında çelişme olduğunu belirtir. Boryan’a göre, “Türkiye’nin tam egemenliği” ile “halkların kayıtsız özerk gelişimi” aynı anda sağlanamayacaktır. Tam egemen Türkiye olacaksa, Hıristiyan halklara özerklik verilemez. Özerkliğin tanınması durumunda, Türkiye’nin bütünlüğü tehdit altına girecektir.

Dün Ermeniler üzerin de oynanan oyunların bir benzeri, yine aynı şekilde, Türkiye üzerinden oynanmaktadır. Buradan çıkarılması gereken ders, gerek Ermenistan’ın gerekse Türkiye nin bu oyunlara gelmemesidir. Tarihin derinliklerin de kalan bir çok olayın, gerçekmiş gibi gösterilerek, malzeme yapılması hiç kimseye fayda sağlamaz. Gün, kardeşlik günüdür. Türkiye, dün olduğu gibi bugünde üzerine düşen görevi fazlası ile yapmaktadır. Buna en güzel örnek, Ermenistan dan Türkiye ye çalışma maksadıyla gelen 100 bin Ermeniye sunulan imkanlardır...  

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Anket

ALTINBAŞ Kuyum
OPET

E-Bülten Aboneliği