Telefon
WhatsApp
GELECEĞE IŞIK TUTAN MUHTEŞEM BİR DEHA: KOCA MİMAR SİNAN
Hax

GELECEĞE IŞIK TUTAN MUHTEŞEM BİR DEHA:

KOCA MİMAR SİNAN 

 Abuzer Doker   2. Mayıs.2021

   Mimar Sinan, Koca Sinan diye de anılan,

Kanuni Sultan Süleyman dahil üç büyük Osmanlı padişahı döneminde yaşamış, dünyanın en büyük mimar ve yapı

sanatçısıdır.

MİMAR SİNAN TÜRK ZEKASINI DÜNYAYA KABUL ETTİRDİ

 Koca Sinan, 15 Nisan 1489 tarihinde Kayseri'nin Ağırnas köyünde dünyaya gelir.

22 yaşında, Yavuz Sultan Selim döneminde

asker olarak yetiştirilmek üzere İstanbul'a getirilir.

   Orduya asker yetiştiren Acemi Oğlanlar Ocağı'na giren ve dülgerliği öğrenen Sinan, burada, yapı işlerinde de görev alırken, çağın önde gelen mimarlarının yanında çalışma fırsatını bulur. 

  1514'te Çaldıran Savaşı ve 1516-1520 arasında yapılan Mısır seferlerinden sonra, İstanbul'a dönüşünün ardından Yeniçeri Ocağı'na alınan Sinan, Kanuni döneminde, 1521'de katıldığı Belgrad, 1522'deki Rodos seferlerinden sonra subaylığa yükseldi. Bu seferlerde önceleri yeniçeri piyadesiyken yaptığı hizmetler ile atlı sekbanlar arasındaki yerini almış olan Sinan, daha sonra katıldığı Mohaç Savaşı’nda acemi oğlanların yayabaşılığı görevini yapmıştır.

 SAVAŞ GEMİSİ USTALIĞI 

  1524 Irakeyn Seferindeki olağanüstü çabası Lütfü Paşa’nın dikkatini çekmiş. Artık bu tarih onun hayatının dönüm noktası olmuş çünkü Lütfü Paşa ona bir kadırga yani savaş gemisi yapmasını istemiştir. O da Tatvan’da bu kadırgayı yaparak kadırgayı silahlarla donatmış ve Safeviler üzerine keşif turu yapmıştır. Üstelik geminin başında da kendisi durmuştur. Son Bağdat seferinde, Van Gölü'nün üstünden geçecek üç geminin yapımını başarıyla tamamlaması, Sinan’a "Haseki" ünvanını getirir. 

1536'da Pulya seferlerinin ardından 1539’da, Mimar Acem Ali'nin ölümü üzerine onun yerine Saray Başmimarı olan Sinan, ölümüne kadar,(17.TEMMUZ.1588) güncel devlet sisteminde bayındırlık bakanlığı adını alarak bu görevi sürdürdü.

Daha sonra ordunun yapı ihtiyacını karşılamaya yönelik kollarda çeşitli görevler üstlenen ve bu çalışmalarıyla öne çıkan Sinan, katıldığı yapım ve onarım çalışmalarıyla ve orduyla birlikte sefere gittiği yerlerde gözlemlediği farklı mimari yapılarla kendini eğitti.

  OSMANLI GÜCÜNÜN SİMGESİ

Osmanlı'nın en güçlü çağında yaşayan ve Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat olmak üzere, üç padişah döneminde mimarbaşılık eden Mimar Sinan, imparatorluğun gücünü simgeleyen mimarlık başyapıtlarının tasarlanıp uygulanmasında en büyük rolün sahibiydi.

350 YAPININ MİMARI

 Anadolu ve Akdeniz kültürlerine sahip çıkan bir Osmanlı - Türk İslam mimarlık bileşimi ortaya çıkaran Mimar Sinan, birçoğu İstanbul’da olan, 84 cami, 52 mescit, 57 medrese, 7 okul ve darülkurra, 22 türbe, 17 imaret ve 3 darüşşifa, 7 su yolu kemeri, 8 köprü, 20 kervansaray, 35 köşk ve saray, 6 ambar ve mahzen, 48 hamam ve kaydı olmayanlarla beraber, üç yüz elliyi aşkın yapının baş mimarlığını üstlendi.

DÜNYANIN EN BÜYÜK KUBBESİ

Sinan, ustalık dönemi yapıtı olarak nitelendirdiği, Klasik dönem Osmanlı-Türk mimarlık bireşiminin dilini ortaya koyan, kurallarını belirleyen çok önemli bir başyapıt olan Selimiye Camisi’nde, İstanbul'daki

Rüstem Paşa Camisi'nde çözmeye kubbeyi sekizgen bir plan üstüne oturtma sorunu tekrar ele alarak uyguladı. 31 metreyi geçen çapıyla, en büyük kubbesini inşa eden Sinan’ın, külliye'nin öteki yapılarını camiye göre arka planda tuttuğu Selimiye, strüktür mekân oluşumu, oranları ve süslemeleriyle Osmanlı’nın en önemli mimari yapılarının başında gelir.

1557’de tamamladığı ve kendisine “Koca” ünvanını getiren, Süleymaniye Camisi, Mimar Sinan’ın başyapıtıdır.

  Sinan’ın yapıları, mimarlık bakımından olduğu kadar mühendislik bakımından da öneme sahiptir.

Bu tarzıyla, "ser mimârân-ı cihan ve mühendisân-ı devran, dünyadaki mimarların ve zaman içindeki mühendislerin başı" şeklinde anılan Sinan’ın yapılarının çoğunun, 400 sene sonra bile ayakta duruyor, hatta kullanılıyor olması, onların taşıyıcı sistemlerine olduğu kadar temellerine de özen gösterilmiş olmasındandır.

İSTANBUL'UN SU SORUNUNU ÇÖZER

    İstanbul'un su sorununu çözmekle görevlendirilen Sinan’ın mühendis yanı su yolları ve köprüleri yaparken ortaya çıktı. Bentleri, tünelleri, su yolları ve su yolu kemerleriyle, biriktirme ve dağıtma yapılarıyla, uzunluğu 50 kilometreyi aşan ve Kırkçeşme adıyla anılan su yapılar inşa eden Sinan, bu yapıların bazılarında zamanın mühendislik bilgilerini de aşan çeşitli tasarımlara imza attı.

AVRUPA'YI GERİDE BIRAKTI

 O dönemin Avrupası’nda, Roma’da inşası 160 yıl süren San Pietro Katedrali ve Londra’da, Sir Christopher Wren tarafından, 40 yılda tamamlanabilen St. Pauls Katedrali göz önünde bulundurulduğunda, Sinan’ın, İstanbul’daki Süleymaniye Külliyesi’ni 7, Edirne’deki Selimiye Camisi’ni de 6 yılda tamamlamış olması, 16. Yüzyıl Osmanlı mimarlık ve yapı kurumlarının hızlı ve verimini kanıtlar.

17 Temmuz 1588'DE 99 yaşında  İstanbul'da öldüğünde ardından yüzlerce mimari eser bırakan Mimar Sinan’ın beyaz taşlı, sade bir yapı olan türbesi, Süleymaniye Külliyesi’ndeki, Haliç duvarının önündedir.

ATATÜRK DE SAHİP ÇIKTI

 Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk, yapılarının etkisi ölümünden sonra da süren ve her dönemde saygınlığını koruyan Mimar Sinan’ın, bilimsel olarak araştırılmasını ve bir heykelinin yapılmasını istedi.

1982'de, daha sonradan İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi olmak üzere oluşturulan üniversiteye onun adı verildi.

DÜNYA KOCA SİNAN'I KEŞFEDİYOR

Son zamanlarda okuduğum en güzel yazı, 

Sayın Sevil Mecimekli adına paylaşılmış..

Kendilerine bu paylaşım için teşekkürü bir borç bilirim.. 

İşte o yazı:

'MATEMATİK' TE BEŞİNCİ İŞLEM

VE KOPYACI ALMANLAR! 

   "Mimar Sinan Selimiye camii'nin kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı beşinci bir işlem oluşturarak çözmüştür. Ayrıca minarelerin serefelerine çıkanların yolda birbirlerini görmemeleri ise büyük bir bir dehanin ürünüdür. Almanlar aynı sistemi meclislerinin önündeki dev kürede kullanmışlardır Mimar Sinan ise bu sistemi 2 metre çapındaki minarelere yüzyıllar önce monte edebilecek bir dehadir.Almanların dehası ise, o kopya metale Selimiye'den daha fazla turist çekebilmelerindedir.

Selimiye camisisinin zemini gevşek topraktır bu nedenle minarelerinin yakın zamanda yıkılacağı düşünülmüş uluslararası bir grup mühendis toplanıp camiiyi sağlama alma üzere incelemelerde bulunulmuş ve son olarak en son teknoloji olan meetal kelepçelerle minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi çözüm olduğuna karar vermişlerdir. Minarelerin temellerini açınca, koymayı düşündükkleri kelepçelerin aynıları ile karşılaşmışlardır. Mimar Sinan yüzyıllar önce aynı şeyi düşünmüş, yapmış bir şahsiyettir.

DÜNYA GÖKDELENLERİNDE SİNAN İMZASI

 Ayrıca 1950lerde bir grup Japon mühendis Türkiye'de mevcut tarihi eserleri incelemek için izin alır sıra Selimiyeye geldiğinde ondan sonraki tüm incelemeleri iptal ederler ve kalan tüm zamanı bu camiiye ayırırlar çünkü camii bambaşka, bilinmeyen sistemlere sahiptir. Uzun süre incelemelerin sonucunda caminin altında mevcut raylı sistemi keşfederler bu sistem sayesinde o zayıf toprakta yapı ayakta kalabiliyor ve herhangi bir sarsıntıda 5 derece dolaylarında esneyebiliyordu bu şekilde yapı en ufak zarar görmüyordu. Bu sistemi keşfeden Japonlar ülkelerine döndüklerinde aynı sistemi gökdelenlerde uygulamaya başlarlar ve gökdelenlerin güvenliği,sağlamlığı katbe kat arttırılmış olur. Sonuç olarak bugün tüm dünyada gökdelenlerde bu sistem UYGULANMAKTADIR.

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Anket

ALTINBAŞ Kuyum
OPET

E-Bülten Aboneliği