Telefon
WhatsApp
GÖRGÜ-SEVGİ-SAYGI
Hax

GÖRGÜ-SEVGİ-SAYGI

Erol Yılmaz     1. Ağustos. 2021

Herkes eğitimci, herkes sağlıkçı, herkes siyasetçi, filozof mu dediniz? Tüm dünya. Okumaya,
öğrenmeye, saygı, sevgi ve görgü kurallarıyla huzurlu bir toplum oluşturmaya ne gerek var ki. Her şeyi
ama herşeyi hem biliyor hem de tüm kurallarıyla uyguluyor gibiyiz. 61 yıl öncesinin ‘Hayat Bilgisi’,
‘Yurttaşlık Dersi” ve ansiklopedilerinden, çocuklarımızın kaliteli bir toplum insanı olmaları için yazılmış
bölümleri hatırlayalım, o günden bugüne ne kadar koşmuş, ne kadar yürümüş, ne kadar mola
vermişiz görelim.
Her çocuk yarının büyüğüdür. İyi veya kötü bütün alışkanlıklar çocuklukta başlar ve ömür boyunca da
devam eder. Yüzyılımızda gelişen toplum hayatı birçok kurallara uymamızı gerektirmektedir. Her ne
kadar milletlerin dilleri, dinleri ayrı olsa da genel görgü, terbiye kuralları birbirine yakınlık gösterir.
Küçük yaşlardan itibaren öğreneceğimiz görgü kuralları, yaşadığımız topluma da katkı sağlayacaktır.
SELAMLAŞMA: Çocuklar sokakta bir akrabaya, anne veya babanın bir arkadaşına yada kendi okul
arkadaşlarından birine ve herhangi bir tanıdık, akraba çocuğuna rastladıkları zaman zarif bir şekilde
başlarını eğerek selamlamalıdır. Kızlar da tatlı bir tebessümle başlarını eğerek büyüklerine ve kendi
arkadaşlarına selam vermelidir. Önce büyük olan çocuk küçüğü selamlamalı, küçük çocuk da bu
selamı mutlaka kabul etmelidir. Elini önce büyük çocuk uzatır, her yaşta kural budur. Çocuklar
selamlaşma kurallarına uydukları kadar dış görünüşlerine de önem vermelidirler.Kirli tırnaklı, kirli dişli
veya boyasız ayakkabılı bir çocuğun herkesle arkadaş olması pek zordur.
EL ÖPME: Doğuda ve ülkemizde küçükler büyüklerin ellerini öper. Burada kural şudur: Nasıl büyük
uzatmadan küçük elini uzatıp sıkmazsa, ancak büyük elini uzatırsa el öpülür.Öpülen eli başa koymak
zamanımıza uygun bir adet değilse de aile fertleri arasında bu yapılabilir.El “şap” diye öpülmez.Büyük
elini uzattığı zaman kibarca tutulup, hafif şekilde öpülür. Dudaklar öpülecek ele hafifçe değdirilir.
Terbiyede hatır sormak da görgü kurallarında pek önemlidir. Sevmediğiniz bir arkadaşla dahi
karşılaşsanız, terbiye ve görgü kuralları gereği; “Nasılsın. Seni gördüğüme memnun oldum”
demelisiniz.
TRAFİK İŞARETLERİ: Trafik işaretlerini bilmeyen bir çocuğun hayatı dışarıda daima tehlikededir. Büyük
şehirlerde caddelerin bütün geçit yerleri işaretlenmiştir. Araçların ve yayaların durup geçmesi renkli
ışıklarla düzenlenmiştir. Bir çocuk kırmızı ışığın “Dur Bekle”, sarı ışığın “Hazırlan veya dikkat et”, yeşil
ışığın da “ Yol açıktır geç” demek olduğunu bilmelidir. Kırmızı yanarken beklemek gerekir. Geçmeye
kalkmak açıkgözlük değil terbiyesizliktir.Araçlar gibi, insanlar için de gidiş daima sağdan, geliş de
soldandır. Caddede konuşmak hiçbir zaman doğru değildir.İtfaiye, cankurtaran veya polis arabası
görüldüğünde kaldırımda mıhlanmış gibi durmalı, kesinlikle kaldırımdan inmemeli, otomobil veya
araçların geçmesi beklenmelidir.Karşıdan karşıya geçecek çocuklar için kural şudur: “Dur! Sağa, sola
bak.” Sokak ve caddeler oyun yerleri değildir. Çocuklar oyunlarını parklarda, oyun bahçelerinde,
piknik alanlarında oynarlarsa daha güvenli olur.Şehirlerde, bisiklete binenler için ayrı yollar ve parklar
vardır. Bunların olmadığı yerlerde bisiklete binenlerin trafik işaretlerini bilip, bu kurallara uymaları
gerekir. Gece bisiklete binmek, bisiklet ile tramvay veya diğer araçlara asılmak çok tehlikelidir.
Otomobile binen çocuklar kesinlikle kapı ve camlarla oynamamalı; açık camdan başını, elini
çıkarmamalıdır. Çocuk ve büyük herkes otomobile, daima kaldırım tarafındaki kapıdan inip
binmelidir.
SOKAKTAKİ DAVRANIŞLAR: Sokağa tükürmek, çöp atmak ve sokakta ıslık çalmak saygısız
davranışlardır. Sokağa hiçbir zaman pijama ve terlik ile çıkılmaz. Sokak ağaçlarını sallamak, ağaçlara
çıkmak ayıptır. Sokakta kaldırımın daima sağ tarafından yürünür. Diğer insanların yürümelerine engel
olacağından, kaldırımlarda grup halinde toplanıp konuşmak, vakit geçirmek, çok sayıda gencin yan
yana veya kolkola yürümesi hoş değildir. Bir kızın yanında yürüyen erkek çocuk kızı daima sağına
almalıdır. İki kız ile yürüyorsa ortada sıkışıp kalmamalı, ikisini de sağ tarafına almalıdır. Sokak
herkesindir. Kimsenin sokağı kendi bahçesi gibi kullanmaya hakkı yoktur.Herkes, gelip geçenlere,
sokak sakinlerine saygı göstermek mecburiyetindedir.

SİNEMADA, TİYATRODA: Çocuklar için öğretici konuları olan filmler seçilmelidir. Buralara girişte,
yanında kız olduğu zaman kapıyı açan erkek çocuk, eğer kapı ona doğru açılıyorsa kenarda durur, kızın
geçmesini bekler. Fakat kapı içeriye doğru açılan ağır bir kapı ise ona arkası dönük olduğu halde
tokmağından tutar sonra kapıyı içeri doğru iter. Ona dayalı olarak durur. Böylece kızın geçmesi için
geniş bir yer açılmış olur. Sinema ve tiyatrolarda fısıltı halinde olsa da konuşmak ayıptır.Yiyecek ve
içeceklerin çıkaracağı seslerin de seyircileri rahatsız edeceği düşünülmelidir.
TOPLANTILARDA: Çocuk toplantılarının, çocuklar için en önemlisi doğum günü kutlamalarıdır.
Süslenmiş bir masa, ortasında renkli mumlarla yer alan pasta ile doğum günleri her çocuk için kıymetli
günlerdir. Doğum gününde arkadaşlarını çay ve pastaya davet eden çocuk en güzel ve yeni elbisesini
giyerek annesinin yanında misafirleri kabul eder. Gelen çocuklar da aynı şekilde en iyi elbiselerini
giymiş olarak getirdikleri hediyeleri arkadaşlarına verirler. Ev sahibi çocuk beğenip beğenmediğini
belli etmeden, bütün hediyelere kibarca teşekkür etmelidir.Çocuklar ilk biriktirdikleri harçlıkla kendi
doğum günlerinde annelerine, babalarına birer hediye alırlar. Doğum günü gelen bütün hediyeler bir
masada durur. Doğum günü pastasının ilk dilimini çocuk keser ve annesine uzatır. Ondan sonra anne
veya aile büyüklerinden biri pastayı keser ve bütün misafirlere ikram eder. Davetliler arasında
büyükler varsa bunlar asla çocuğun masasına oturtulmaz, ikinci bir masada ağırlanır.
SOFRADA: Sofra başında ayıplanan ve hoş karşılanmayan davranışlar şunlardır: “Masaya dirsekleri
dayamak, ses çıkararak su içmek, ağzı masa örtüsüne silmek, tuzluktan el ile tuz almak, tabağı ekmek
ile sıyırmak, ağzı ekmek ile silmek, ağzı el ile kapatmadan kürdanla karıştırmak, misafirlikte yemek
yedikten sonra teşekkür ederim demeden kalkmak, lokantada tabağa vurarak garson çağırmak.”
Bir çocuk misafir gittiği evde kendisine hiç sevmediği veya istemediği bir şey ikram edilirse “ Ben onu
sevmem, yemem” diye cevap vermek yerine ev sahibine, “Hayır, teşekkür ederim” demelidir.
DANSLI ÇAYLAR : 9-17 arası genç kız ve erkek toplantıları küçük çocukların doğum günü
toplantılarından farklı olarak danslı olur belirli ve uygun saatlere kadar devam eder.Bu toplantılarda
anne ve baba ev sahipleri olarak değil, çoğunlukla misafir olarak bulunurlar. Ev sahibi vazifesini çocuk
yalnız yapar. Bir erkek çocuk, kız veya erkek arkadaşlarından biri tarafından çağrıldığı, tanımadığı
birinin çayına gidebilir. Fakat bir kız tanımadığı bir yere özel olarak davet edilmeden gidemez. Hatta
toplantıyı yapan bir erkek çocuk ise yalnız onun davet etmesi de yeterli değildir. Davetiyede annenin
de ismi bulunmalıdır.
DİKKAT TEHLİKE: Teknoloji bütün evlere elektrik süpürgesi, çamaşır makinesi, ütü gibi bir kolaylıklar
getirdi. Bunlar yetişkinlerin kullanması gereken araçlardır. Çocukların bunları kullanması sakıncalıdır.
Yapılan çocuk ölümü istatistiklerinde ; 14 yaşına kadar ölen çocukların, yüzde 59’unun pencereden ve
balkondan sarkmaların da içinde bulunduğu ev kazaları sonucunda öldüğü belirtilmiştir.
ÖĞÜTLER: “Yalan söylemeyiniz, çünkü yalan uzun sürmez. Yemine alışmayınız, yemin kutsaldır. Asla
“Be” kelimesini kullanmayınız, uzaktan dahi çirkin gelir. Büyüklerinize daima “Siz” diye hitap ediniz,
büyüklere gösterilen saygı küçüklere sevgi olarak döner.Aile bireylerinden hiçbirinin odasına kapıyı
vurmadan girmeyiniz. Kapıları dinlemeyiniz, anahtar deliğinden gözetlemeyiniz. Size ait olmayan
mektup, posta paketi gibi ürünlere el sürmeyiniz. Evde geçen bir olayı akrabalar da dahil en yakın
arkadaşınıza dahi anlatmayınız. Aile büyükleriniz misafirle konuşurken söze karışmayınız, konuşmayı
kesip soru sormayınız. Başkalarının yanında kulağa fısıldamanın ayıp olduğunu sakın unutmayınız.
Söylenilen bir şeyi anlamayınca “haa?” diye sormayınız, “Affedersiniz?” diye anlamadığınız şeyin
tekrarını isteyiniz. Kimse ile el, ağız şakası yapmayınız. İyice tanımadıklarınızla hemen samimi
olmayınız. İnsanları kör, topal, kambur, siyah, beyaz , zenci gibi kavramlarla tanımlamayınız.
Esnediğiniz, öksürdüğünüz, hapşırdığınız, hıçkırdığınız zaman el ile ağzınızı kapatınız. Kimseye
nefesinizi vermeyiniz, buna özellikle tramvay, otobüs, tren, vapur gibi araçlar ve kalabalık yerlerde
dikkat ediniz, yoksa hastalık alır, hastalık verirsiniz. Hangi oyun olursa olsun öfkelenmeyiniz,

galibiyetinizden gururlanmayın, mağlubiyeti kibarca kabul edin. Herhangi bir iyilik ve hizmet
karşılığında daima teşekkür ediniz. Hakkınızı kimseye vermeyeceğiniz gibi, kimsenin hakkına ve malına
el uzatmayınız.” Yürümesini bilen çocuk milli marş çalınırken ayağa kalkmasını öğrenmiş olmalıdır.Bir
çocuk milli iradeyi, bayrağını ve milli marşını ne kadar erken tanırsa; vatanına, ülkesine bağlılığı o
derece derin olur...
Kaynak : YAVRUTÜRK Ansiklopedisi - 1960

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Anket

ALTINBAŞ Kuyum
OPET

E-Bülten Aboneliği