KÜRESELCİLERİN YENİ SİLAHI: CİNSİYETSİZLEŞTİRME ve EŞCİNSEL İDEOLOJİYE KARŞI BİRLİK OLMA ZAMANI
İnsan fıtratı, aile ve değerlerimize karşı açılan bu savaşta tarafsız durmak gibi bir seçeceğimiz yok! Ailemizi, gençlerimizi ve geleceğimizi dahası renklerimizi çok renkli maske altındaki şeytana kaptırmayacak güçteyiz!
Eşcinsel dayatma gençliğimizi kuşatmış durumda. Bu konu artık toplumda giderek normalleştirilerek yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Eşcinsellik toplumları ve devletleri aile üzerinden yok etmek için kullanılan ideolojik bir silah durumunda. Bugün ülkemiz gençliğinin ve aile yapımızın kuşatıldığı en büyük ve sinsi tehlike LGBT adı verilerek meşrulaştırdılan, küreselciler tarafından dokunulmaz ilan edilen eşcinsellik.
Aile, kültür ve medeniyet değerlerimiz doğrudan hedef alınmış durumda. Bir zamanlar psikolojik ve tedavi edilebilir bir süreç olan eşcinselliğin biyolojik ve tedavi edilemez bir yönelim olduğu, biyolojik yönelime göre cinsel tercihin kullanılmasının normal olduğu kabul ettirilmeye çalışılıyor. Bu yönüyle konu artık psikolojik olmasının yanında sosyolojik bir kimlik de taşıyor. Çünkü aile yapımıza açıkça müdahale edilmekte. Bu yönü ile de eşcinsellik Türk toplum yapısını ve kadim medeniyet köklerimizi tehdit eden ideolojik bir kavram olarak görülmeli.
Eşcinsellik toplumumuzun geleceğini çocuklarımız, gençlerimiz ve aile yapımız üzerinden hedef alan bir tehdittir. Bu tehdit toplumuzun kılcal damarları olan aile yapımıza sızdığı ve yerleştiği zaman daha farklı sapkınlıkları normalleştirme adımına geçilecektir. Küreselcilerin hedefi Türkiye’nin geleceğini genç ve yeni nesillerini cinsiyetsizleştirmek ve güçlü ve değerli aile yapısını bu şekilde değersizleştirmek ve yok etmektir. Bu tehlikeye karşı yapılması gerekenlerin başında yine ailenin güçlendirilmesi gelmektedir.
Çocuklarımızın her birinin , dünyaya gelen her çocuğun sağlıklı ve erdemli, kendisini bilinçle ve özenle yetiştirecek anne babalara ihtiyacı vardır. Çocuğun ilk öğretmeni annesidir, babasıdır. Annelerimiz kadim köklerimizdeki gibi bilge kadınlar, babalarımız da güçlü, bilgili örnek babalar olmalıdır. Evi her çocuğun güvenli limanı, yuvası olmalı bilgiyi, ilgiyi, sevgiyi, şefkati, huzuru, doğru örnekleri bulduğu yer olmalıdır. Bu noktada bağımlılıkla, terörle, salgınla mücadele eder gibi. Aileler, STK’ lar, eğitimciler, sosyologlar, sosyal psikologlar konuda hassasiyeti olan gazeteciler, bireysel ve birlikte eşcinsel ideolojiye, küreselcilerin cinsiyetsizleştirme oyununa karşı, toplumsal cinsiyet söylemleri ardına gizlenen cinsiyetsizleştirmeye karşı doğru olanı, doğal olanı anlatmalıdır.
Bugün önemsemediğimiz bana ne dediğimiz her konu bir gün bizi de yaralar.
Bu konuda acilen köylerden kentlere tüm ailelere ulaşacak çalışmalar planlanmalıdır. Kamu spotları, kısa filmler, eğitici programlar, afişler, şehir panoları çizgi filmler, senaryolar ile ailenin önemi vurgulanmalıdır. Bir taraftan da bunun tedavi edilebilir bir süreç olduğu anlayışını yok eden biyolojik ve genetik olduğu yalanına karşı psikologlar eve terapistler sahada görev almalı, okul psikolojik danışmanları bu konuda özellikle ergenlikteki merak kaynaklı süreçlerde bunun doğru anlatılmasını sağlayacak destekleyici eğitimler ve seminerler ile bilgi anlamında güçlendirilmelidir. Gençlerin bu yönelim süreçlerinde gittiği terapistler ve psikologlar çok önemli eğer onlar bunun biyolojik ve normal olduğunu bir tercih olduğunu anlatırsa çocuk bunu kabullenecek ve tedavi edilmeyeceğini buna gerek olmadığını düşünecektir. Bu nedenle bu aşamalarda çok dikkatli davranmak yine ailelerin görevidir.
Bizim önceliklerimizden birinin eşcinselliğin biyolojik ve genetik olmadığını tedavi edilebilir bir psikolojik süreç olduğunu özelliklerde ergenlik sürecinde ise kısa süreli ve geçici bir merak olduğu bilimsel verilerle ve uzmanları tarafından sık sık dile getirilmelidir.
Geçtiğimiz hafta İstanbul Üniversitesi’nde olduğu gibi, eşcinsel ideolojinin karşısında set olmalıyız. Onlar STK olarak toplanmayı, yürümeyi kendilerinde hak görüyorlarsa bizlerin de ailemizi, cinsiyetimizi, çocuk ve gençlerimizi bu ideolojiden ve yol açacağı zararlardan koruma hakkımızın olduğu bilinciyle toplanacakları yerde önce biz toplanabilmeli set olabilmeli ve geçit vermemeliyiz. Vakit uyanık olma vakti, vakit Türk toplumunu yok etmek için eşcinsellerin çok renkli maskesi ve LGBT adını verdikleri örgüt ardında birleşen tüm terör lobi ve odaklarına karşı bir ve beraber olma vakti.
İnsan fıtratı, aile ve değerlerimize karşı açılan bu savaşta tarafsız durmak gibi bir seçeceğimiz yok!
Ailemizi, gençlerimizi ve geleceğimizi dahası renklerimizi çok renkli maske altındaki şeytana kaptırmayacak güçteyiz!
0 Yorum