Telefon
WhatsApp
MEDYA ve İNTERNET KUYUSUNA TERKEDİLEN ÇOCUKLAR
Hax

 

Sayısız nimetlerle dolu olan dünyamızda bu nimetlerden en özel, güzel, değerli ve en önemlilerinden biri çocuktur. Çocuk kadını anne, erkeği baba vasfına büründüren çok önemli bir nimettir. Çocuk bir çiçek gibi narindir, ruhu da aynı şekilde narindir. Çocukların bu narin ve temiz ruhları aynı hassasiyetle, özenle aile içerisinde beslenmelidir. Ailenin çocuğa yaklaşımının o çocuğun yetişmesinde ve iyi insan olmasında birinci derecede payı vardır. Bu nedenledir ki insanın anayurdu çocukluğudur denir.

Toplumdaki bütün bozulmaların temeli ailedeki bozulmadır, saygısızlığın, tahammülsüzlüğün, bencilliğin, şiddetin filizlendiği yer ailedir. Burada doğar ve topluma yayılır. Genel anlamda çocuğunu sevmeyen anne-baba yoktur, ancak kaç anne-babanın çocuğa saygı gösterdiğini söyleyebiliriz. Toplumdaki saygı eksikliği de saygı görmeden yetişen bireylerden kaynaklanmaktadır. Zira kendisine saygıyla yaklaşılmayan bir çocuk, başkalarına nasıl saygı göstereceğini de öğrenemeyecektir. Bu demektir ki çocuğu sevdiğimiz kadar onun kişiliğine saygı duymak çocuğu yetiştirip eğitmenin zorunluluğudur.

Bu konuda en iyi örneği de yine kendi tarihimizde Osmanlı Devleti’nde görüyoruz. Osmanlı Devleti’nde çocuğa atfedilen değer üst düzey saygıyla yoğrulmuş bir değerdir. Aynı dönemde dünyada kadına ve çocuğa bir eşya muamelesi yapılırken Osmanlı pedagojik yaklaşımlarıyla zamanın seyyahlarının kitap satırlarında yer almıştır. Bu seyyahlardan biri A. Ubucini’ dir. Osmanlı’nın Fatihler, Yavuzlar yetiştiren yaklaşımını merak eden seyyahın notlarında şu satırlara rastlarız: “Tatil ve bayram günlerinde, Osmanlı’nın, çocuğunun elinden tutup sokakta gezdirmesi, adımlarını çocuğunun adımlarına göre ayarlaması, çocuğunun yorulduğunu görünce omuzuna alması veya bir aralık dinlendiği kahve peykesinde yanına oturtup en derin şefkatle konuşarak çocuğun bütün hareketlerini takip etmesi görülecek şeydir.” Burada seyyahın dikkatini çeken, yetişkinin çocuğun adımlarına kendi adımlarını uydurmaya çalıştığı davranış-saygı ilişkisidir. Anne-baba ancak çocuğunun becerilerine, ritmine, yaşına, ihtiyaçlarına ayak uydurmakla saygı göstermiş olur. Çocuğa sabırla yaklaşabilmek bir saygıdır. Çocuğa zaman ayırmak bir saygıdır. 

Bırakın çocuklarımızın adımlarına adım uydurmayı özellikle büyük şehirlerde yoğun iş ortamında çocuklarına zaman ayıramayan aileler bakıcı ya da evdeki büyük annelere çocuklarını emanet ediyorlar çoğunlukla bu çocuklarımız TV karşısında oyalanıyor ve sabah kuşaklarında birbirinden zararlı şiddeti, aldatmayı vb. birçok olumsuz durumu normalleştiren programlara maruz kalıyorlar. Mama sandalyelerinde minicik bebeklerin elinde telefonlar, tabletler büyüklerin rahat etmesini sağlayan birer susturucu vazifesi görüyor. Çocuklar ellerinde telefon karşılarında televizyon bir kuyunun dibine atılmış kadar yalnızlar. Tüm sorularının cevabını doğru ya da yanlış medya ve internet kuyusundan alıyorlar. Aile ile geçirdikleri zamandan çok medya ve internet ile zaman geçiriyorlar.

80’ler ve 90’lardan bugüne kadar medya aracılığı ile milli ve manevi değerler yeterince yıpratıldı. Aile yapısı zedelendi. Düzenli olarak tekrarlanan görüntülerle ve mesajlarla on yıllardır adeta beyinler yıkandı ve yıkanmaya devam ediliyor. Okullarda eğitim öğretimle verilen değerler, bir fenomen oyuncunun ya da şarkıcının başrol oynadığı bir film ya da dizi karakterinin rol model olarak sunulmasıyla yok ediliyor, silinip değersizleşiyor.

Düzgün bir Türkçe ile iletişim kurmanın önemi okullarda anlatılırken yine aynı televizyon programları ile ya da dijital oyunlarla küfür, kaba dille iletişim, şiddet dili özendiriliyor.

Ailenin çocuklarını  Allah’tan bir emanet olarak edindiklerinin bilincinde olarak, erdemli bir şekilde büyütmekle yükümlü olduklarını unutması için, ailenin iletişimin, eğitimini terbiyenin, ahlakın ilk ocağı, temeli olduğunu unutturmak için adeta özel bir çaba sarf ediliyor.

Çocuklarımız medya ve internet kuyusunda aileler eliyle derin bir yalnızlığa terkedilmiş durumdalar. O kuyunun karanlığında maruz kaldıkları şiddeti, eşcinselliği, inançsızlığı körüklüyor. İlgi, sevgi ve şefkatten mahrum medya ve internet kuyusu çocukları geleceğin anne babaları olacaklar unutmayalım. Tüm bu sebeplerle Sayın Cumhurbaşkanımızın “Basın ve Yayın Faaliyetleri” konulu sayılı ve 28/01/2022 tarihli genelgeyi ve sonrasında atılacak adımları yıllardır süren tüm bu olumsuzlukların giderilmesi, çocuklarımızın düştükleri medya ve internet kuyusundan çıkarılması, basın ve yayının aileyi çökerten değil yücelten bir yapıya kavuşması adına çok önemli ve aile yapımızı güçlendirici bir genelge olarak görüyor, hayırlı olmasını diliyorum.

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Anket

ALTINBAŞ Kuyum
OPET

E-Bülten Aboneliği