Telefon
WhatsApp
PİR SULTAN ABDAL
Hax

Erol YILMAZ - 11 Nisan 2021


“O ruh girdi bana Haydar dost dedi. Yaradandan nasibini istedi” söyleminden asıl adının Haydar olduğu tahmin edilen ulu ozan, şiirlerinde Pir Sultan mahlasını kullansada  Pir Sultan Abdal olarak tanınmıştır. 16. yüzyılın başlarında Sivas’ın Yıldızeli ilçesinin Banaz köyünde doğduğu tahmin edilmektedir. Atalarının Horasan Hoy’dan Sivas’a göç ettiği de, “Benim aslım Horasan’dan Hoy’dandır” dizelerinden anlaşılmaktadır. Hatayi ve Kul Himmet’le birlikte ‘Anadolu’nun Yedi Ulu Ozanı’ içinde en önemli yere sahip olan Pir Sultan Abdal’ın bazı şiirler etkilenme olarak Hatayi ve Kaygusuz Abdal’dan izler taşır.


“Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzel sevdası gözümde tüter
Bu ayrılık bize ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni…” 


“Kul olayım kalem tutan ellere
Katip arzuhalim yaz yare böyle
Şekerler ezeyim şirin dillere 
Katip arzuhalim yaz yare böyle…”


“Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum sararsa
İşte hançer işte kellem keserse
Dönen dönsün ben dönmem pirimden…”
 dörtlüklerinde görüldüğü üzere , şiirlerinde konu bütünlüğü olması, halkın gündeminde olan konulara yer vermesi ve inançlarını ödün vermeden savunması eserlerindeki en önemli özelliklerdir.


Araştırmacıların yıllara yayılan çabalarıyla, Pir Sultan Abdal’ın inanç dünyasını anlattıklarının yanında dostluk, aşk, ayrılık ve ölüm üzerine yazılmış toplam 180’e yakın şiiri derlenmiştir. Kuran, hac ve namaza bağlılığını;
Kabe’nin yapısı bina yapısı
İman etse asilerin hepisi
Beş vakit okunur Ayetü’l-kürsi” diyerek anlatırken,


yaşam ve ölümü, sitem dolu sözlerle şöyle dile getiriyor;
“Yürü bre yalan dünya 
Yalan dünya değil misin
Hasan ile Hüseyin’i
Alan dünya değil misin

Ali bindi düldül ata
Can dayanmaz bu firkata
Boz kurt ile kıyamete
Kalan dünya değil misin

Tanrı’nın arslanın alıp
Düldül’ü dağlara salıp
Yedi kere ıssız kalıp 
Donan dünya değil misin

Bak şu kaşa bak şu göze
Ciğer kebap oldu köze
Muhammed’i bir top beze 
Saran dünya değil misin

Pir Sultan’ım ne yatarsın
Kurmuş çarhını dönersin
Ne konarsın ne göçersin
Duran dünya değil misin”


Ne zaman ve nerede öldüğü kesin olarak bilinmeyen Pir Sultan Abdal’ın ölümü üzerine çok sayıda rivayet vardır. Bunlardan biri, Pir Sultan Abdal’ın Safevi taraftarlığı ve bu sebeple katılmış olabileceği bir takım kalkışmalar yüzünden Sivas’ta hapsedildiği ve bir süre sonra kendisinin de müridi olan Sivas Valisi Hızır Paşa tarafından astırılmış olmasıdır. Atalarının kökeni ve gerçek adı gibi bilgileri yazdıklarından öğrendiğimiz Pir Sultan Abdal;


“Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zareler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir tek gülü yaralar beni

Pir Sultan Abdal’ım can göğe sığmaz
Haktan Emr’olmazsa rahmet yağmaz
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni” 

dizeleriyle de, hikaye edildiği üzere: “İdam edileceği darağacına doğru yürürken, Hızır Paşa’nın ‘taş atmayanın boynu uçurulacak’ emri üzerine uğruna mücadele ettiği halk Pir Sultan Abdal’ı taşlamaya başlar. Pir Sultan Abdal’ın musahiplerinden biri, can korkusundan Pir’e taş yerine gül atar” söylencesini, yüzyıllar öncesinden günümüze taşımıştır.


Görsel: Fikret Hakan’ın başrolünü oynadığı 1973 yapımı Pir Sultan Abdal filminden. 

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Anket

ALTINBAŞ Kuyum
OPET

E-Bülten Aboneliği