SAZ İLE SÖZ İLE
7 ULU OZAN
Erol YILMAZ 4 Nisan 2021
Tasavvufla beslenen dizelerinde ilahi adalet, insan sevgisi, doğum, yaşama bağlılık, ölüm konularını işleyen Yunus Emre, ciltler dolusu kitaplarla anlatılabilecek detayları bir cümle ile özetliyor.
“Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm.”
Aşk, tasavvuf, kavga ve inanç isyanı konularını işlediği şiirleriyle insanlığa ışık saçan Pir Sultan Abdal, kendisine taş atanlara insanlık dersi olabilecek can yakıcı cevabını dörtlüklerindeki bir satırla veriyor.
“Dostun gülü yaralar beni.”
Kadim coğrafyanın ‘Yedi Ulu Ozan’ı olarak bilinen Nesimi- Fuzuli- Yemini- Hatayi (Şah İsmail)- Virani- Pir Sultan Abdal- Kul Himmet aynı zamanda halk edebiyatının temel öğeleri olan saz-söz geleneğinin de başlatıcılarıydı.
Yaşadıkları yüzyılda Mevlana, Hacı-Bektaş, Tapduk Emre, Şeyh Edebali- Ahi Evren’lerin düşünce yapısıyla oluşan oluşturulan huzur ve iç dünya zenginliğini, derviş-abdal geleneği ve türküler, şiirler, ağıtlar, deyişler, semahlar ile günümüze taşımak için ömür veren Kaygusuz Abdal, Abdal Musa, Kazak Abdal, Kul Ahmet, Kul Hasan, Şah Senem, Şah Turna, Ali Kızıltuğ, Murat Çobanoğlu, Aşık Veysel, Noksani, Meluli, Seyrani, Mahzuni, Beyhani, Daimi, Sümmani, Reyhani, Harabi, Feymani, Aşık Gülistan, Davut Sulari, Muhlis Akarsu, Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş ve onlarca yüzlerce baba, dede, aşık, ozana şükran ve minnet duygularımızı dile getirmek vakti gelmişte geçmektedir.
Bir Kul Himmet dörtlüğüyle dünyaya ve insanlığa yeni yıllar…
“Ali benim mahımdır
Kabe kıble- gahımdır
Mir’açtaki Muhammed
O benim padişahımdır.”
0 Yorum