Telefon
WhatsApp
TÜRKİYE’NİN GURUR DUYDUĞU KURULUŞLAR
Hax

TÜRKİYE’NİN GURUR DUYDUĞU KURULUŞLAR
       Dr. Tayfun Atmaca         30.Mayıs.2021

XX. yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı ve devamında doksanlı yılların sonuna kadar dünya kamuoyunu meşgul eden Soğuk Savaş dönemi, bir sonraki yüzyılda yerini 11 Eylül sonrasında gözlenen yeni bir kutuplaşmaya bırakmıştır. Dünya genelinde ortaya çıkan bu durum kadar, Türkiye’nin sahip olduğu jeopolitik konum da siyasi ve askeri huzursuzluğun zaman zaman tırmandığı bir tablo çizmektedir. Ülkeler, güvenlik bakımından gittikçe daha karmaşık hale gelen bu ortamda, kendi egemenlik hakları ile vatandaşlarının can ve mal emniyetini sağlayabilmek adına savunma yatırımlarını artırmaktadır ve bu durum, ekonominin diğer bileşenleri üzerinde farklı etkiler doğurmaktadır.

Savunma harcamalarının zorunlu olarak artmaya devam edeceği göz önünde bulundurularak, gelişmiş ülkelerin savunma sanayii alanında elde ettikleri yenilikleri ekonomik güce dönüştürmeleri, bu harcamalarının ekonomi üzerindeki muhtemel negatif etkilerini de ortadan kaldırmaya yönelik önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Bu avantaj, sadece ekonomi ile ilişkili değil, aynı zamanda ülkelerin temel güç dengeleriyle de alakalıdır. Bu bağlamda; Türk Savunma Sanayii son yıllarda önemli üretim hamleleri gerçekleştirmiş, işbirliği içerisinde olduğu yan sektörlerle beraber güçlü bir yapılanma yoluna girmiştir.

Ülkelerin savunma sanayilerine ilişkin yapılar genel manada savunma gereksinimleri, elinde bulundurdukları teknolojiler, savunma politikaları ve savunma sanayilerine ayırmış oldukları bütçeler ve tehdit algılamalarıyla belirlenmektedir. Ülkelere ait silahlı kuvvetlerin sahip olma arzusu taşıdıkları silah ve teçhizat gibi unsurlar, savunma sistemleri, savunma sanayi sektöründe yatırım yapmayı planladıkları teknolojiler, ön planda tuttukları üretim modelleri, Ar-Ge için ayıracakları bütçe gibi hususlar devletlerin savunma sanayii yapılarını belirleyen etkenlerdir.  

Savunma sanayiinin ürün ve pazar karakteristikleri açısından diğer sektörlerden değişik bir konumda değerlendirilmesi, yüksek teknolojinin gerekli olduğu savunma öğelerinin üretiminde; Ar-Ge faaliyetleri, tasarım, yetişmiş insan gücünden yararlanılması, askeri araç ve gereçlerde test-değerlendirme, üretim, onarım ve bakım safhalarının yüksek maliyetli olması büyük boyutta finansal güce ihtiyaç göstermektedir. Bundan dolayı savunma sektöründe ihtiyaç duyulan destekleyici rol, devletlerce üstlenilmektedir. Devletler, bu sanayi dalını yüksek teknolojiye ulaşabilmek, ülkelerindeki diğer sanayi dallarının gelişmesinde, savunma sanayiinin teknolojik anlamdaki önderliğinden faydalanmak ve silahlı kuvvetlerinin gereksinimlerini özgün şekilde, bağımsız politikalar uygulayabilmek için destek vermektedir.  

Türkiye de aynı mantıksal çerçeveden hareketle, savunma sanayii başlığı altında bir den fazla kuruluşun, sisteme entegre olmasını sağlamıştır. Bu kuruluşlar arasında şunlar yer almaktadır;  

ROKETSAN

Roketsan, Savunma Sanayii İcra Komitesi kararı ile “Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) roket ve füze ihtiyaçlarının karşılanması, ülkemizde roket ve füze tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi konularında lider bir kuruma sahip olunması” amacıyla 1988de kurulmuştur. Uluslararası bir program olan “Stinger Avrupa Ortak Üretim Projesi” çerçevesinde füzelerin kritik alt sistemlerinden olan kompozit yakıtlı fırlatma ve uçuş motorları ve sevk sistemlerinin yurt içinde üretimi Türkiye tarafından üstlenilmiştir. Bu dönem içinde Türkiyede kompozit katı yakıt teknolojisi olmadığından dolayı MSB, kompozit yakıtlı fırlatma ve uçuş motorlarının üretilmesi amacıyla yeni bir firma kurulmasını uygun görmüştür. Roketsan, kuruluş amacını gerçekleştirmeye yönelik doğru stratejilerle Stinger Şirketler birliği gereklerini tam olarak ve zamanında yerine getirirken, Türkiyeye kazandırdığı nitelikli insan gücüyle sayesinde transfer edilen teknolojileri benimseyerek yeni ürünlere dönüştürmeyi başarırken beklentilerin ötesinde füze / roket alanında uzman ulusal bir endüstri meydana getirmiştir.

 ASELSAN

1974te Kıbrıs Savaşından sonra yaşanan askeri ambargo ve sıkıntılar, daha önce ara verilen ulusal savunma sanayinin kurulma ve geliştirilme faaliyetlerine yeniden başlanmasına yol açmıştır. Meydana gelen bu olaylar bilhassa, askeri alanda ulusal teknolojinin gerekliliğini gözler önüne sermiştir. Muharebe sırasında ve yaşanılan tehditlere engel olunmasında, haberleşme ve istihbarat sistemlerinin önemi giderek artmıştır. Bu nedenle elektronik harp alanında dışa bağımlı olmadan, askeri açıdan güvenilir, emniyetli ve gizliliği sağlanmış ürün ve sistemlerde ulusal teknolojilerin gerekliliği görülmüştür. ASELSAN, 20 Kasım 1975te, Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının öncülüğünde, anonim firma statüsünde kurulmuş bir vakıf firmasıdır. 1975te tesis kuruluş faaliyetlerine başlanmıştır. 1979da Ankara Macunköydeki tesisler üretime hazır duruma getirilmiştir. ASELSAN, ilk çalışmalarına AR-GE birimi kurarak başlamıştır. İlk işine, Kara Kuvvetleri Komutanlığının acil gereksinimi olan VHF/FM sırt telsizlerinin tedarikiyle başlamıştır. Dünyadaki ürün ve teknolojileri detaylı bir şekilde inceleyerek, bu alanda en uygun teknolojiyi transfer ederek, kendi AR-GE biriminde bu teknolojiyi tekrar tasarlamıştır. 1979da yılında bu telsizlerin üretimine başlayarak, 1980de bu telsizlerin ilk teslimatı gerçekleştirilmiştir. ASELSAN ilk üretim yıllarında; 1980de ilk sırt ve tank telsizinin teslimi, 1981de yılında ilk el telsizi ve banka alarm sistemlerinin tasarımını gerçekleştirmiştir. 1983de 186sı mühendis, 1434 çalışan sayısına ulaşarak ilk ihracat gerçekleştirilmiştir. 1982-1983 yılları arasında sahra telefonları, bilgisayar denetimli merkezi sistemler ve laser mesafe ölçme cihazlarını yeni ürünleri arasına ilave etmiştir. 1986da yılında harp ve data terminal cihazları üretimiyle silahlı kuvvetlere katkı sağlamıştır. 1998 yılında Azerbaycanda ASELSAN-BAKÜ Şirketini kurarak uluslararası alanda da faaliyete göstermeye başlamıştır. Şirketin temel ürünleri, askeri ve profesyonel haberleşme sistemleri, radar, elektronik harp ve komuta kontrol sistemleridir. Şirket, hali hazırda TSK tarafından da kullanılan, Taktik Saha Muhabere Sistemi, frekans atlamalı telsizler, uydu haberleşme sistemleri, kaideye monteli stinger, askeri radar, hava ve yer platform telsizleri, termal silah dürbünleri, kripto cihazları, hedef koordinat belirleme sistemleri, güdüm ve seyrüsefer sistemleri gibi gelişmiş teknolojili sistemlerin üretimini yapmaktadır.

HAVELSAN

1982 yılında kurulan HAVELSAN, savunma ve sivil amaçlı olarak yazılım ve bilişim teknolojisi ürünleri üreten, Türkiye'nin en önemli bilişim kuruluşlarından biridir. Uluslararası Defense News dergisi tarafından 2001 yılında yapılan araştırma sonucunda, savunma sanayii faaliyetleri açısından Türkiyede ikinci, dünya sıralamasında ise 96. sırada yer almıştır. HAVELSAN, savunma alanında kazandığı kabiliyetlerini, sivil alana aktararak Türkiyedeki e-devlet uygulamalarına önemli katkılarda bulunmuştur. Şirket, yönetim bilgi sistemleri, simülasyon sistemleri, aviyonik sistemler, komuta-kontrol sistemleri, elektronik harp ve güvenlik sistemleri, deniz savaş sistemleri konularında faaliyet göstermektedir. Bugüne kadar, Hv.K.K.lığı ve K.K.K.lığı bilgi sistemi, K.K.K.lığı mesaj dağıtım sistemi, ulusal yargı ağı projesi, tapu kadastro bilgi sistemi, fabrika yönetim bilgi sistemi, mühimmat bilgi sistemi, CN-235 uçuş simülatörü, topçu ve havan simülatörü gibi başarılı bilişim projelerini gerçekleştirmiştir. CN-235 simülatörü, aynı zamanda Güney Koreye ihraç edilmektedir.

TUSAŞ 

Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ), 1973te Türkiyenin savunma sanayiinde dışa bağımlılığının azaltılması maksadıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulmuştur. Hv.K.K.lığının savaş uçağı gereksiniminin karşılanması amacıyla F-16 uçaklarından yararlanılması kararıyla beraber; söz konusu uçakların üretimleri, uçak üzerindeki sistemlerin entegrasyonu ve uçuş testlerini yaparak Hv.K.Kna teslim etmek üzere TUSAŞ tarafından 1984te TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAI), Türk-ABD ortak yatırım şirketi şeklinde 25 yıl için kurulmuştur. 25 yıl tamamlanmadan, 2005te TAI'nin yabancı hisseleri Türk hissedarlarca tarafından satın alınmış ve firma tekrar yapılandırılmıştır.

BAYKAR BAYRAKTAR- BAYRAKTAR TB2  

Türkiye merkezli Baykar Savunma tarafından üretilen İnsansız hava aracıdır. (İHA) 14 Haziran 2014 tarihinde tam yüklü olarak gerçekleştirilen uçuş testinde 27,030 feet irtifaya çıkmış, 5-6 Ağustos'ta gerçekleştirilen uçuş testinde ise tam yüklü olarak 18,000 feet irtifada 4.040 km yol kat ederek 24 saat, 34 dakikalık uçuş gerçekleştirmiştir. 17 Aralık 2015’te iki adet Roketsan MAM-L güdümlü füzesi yüklü şekilde yapılan atış testinde %100 isabet ile hedefleri vurabilmiştir. Baykar Savunma Ar-Ge ekibi tarafından askeri ve sivil havacılık standartlarına uygun olarak tasarlanan Baykar Bayraktar TB2’nin tüm alt yapısı Türkiye merkezli üretilmiştir. Sistem 2015’te Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmiştir. Ayrıca 2020 yılında Satcom entegre edilen ve yer kontrol istasyonundan bağımsız uydu kontrollü yeni bayraktarlar TB2S (SİHA) olarak adlandırılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Pençe Operasyonları’nda, Suriye İç Savaşı’na müdahalesi süresince yaptığı askerî operasyonlarda ve İkinci Libya Savaşı’nda aktif olarak kullanılmıştır. 

Ayrıca Azerbaycan Hava Kuvvetleri tarafından 2020 Dağlık Karabağ Savaşı’nda da etkin rol oynamıştır. Bu operasyonda Azerbaycan Ordusu tarafından etkisiz hale getirilen 772 hedeften 535’i Bayraktar TB2’ler tarafından etkisiz hale getirilmiştir. Bayraktar TB2, Türk ordusunun yanı sıra Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, Katar Silahlı Kuvvetleri ve Ukrayna Silahlı Kuvvetleri envanterine dahil edilmiştir. Mayıs 2021’de Polonya, Türkiye’den 24 adet Bayraktar TB2 satın alacağını açıklamıştır. Siparişin tamamlanması ile ilk kez bir NATO ve Avrupa Birliği üyesi ülke, Bayraktar TB2 silahlı insansız hava aracı almış olacaktır.

Türk Savunma Sanayii son otuz yıl içerisinde küçümsenmeyecek bir gelişme kaydetmiş, kamu eliyle başlatılan kazanımlar özel sektörün inisiyatif almasıyla daha da güçlenmiştir. Teknolojinin çarpan etkisi doğurduğu bu sanayi dalında, gelecekte istenilen seviyenin elde edilmesi ancak yeterli Ar-Ge faaliyetinin sonuç vermesine bağlıdır. Bu durum, savunma sanayiinin yalnızca devletin ilgili birimlerinin çabaları ile değil üniversitelerden, sivil araştırma kuruluşlarına kadar birçok farklı toplumsal kesimin ortaklaşa çabasını zorunlu kılmaktadır

Türkiye, savunma sanayinin sağlayabileceği istihdam ve teknoloji olanaklarından faydalanarak ilerlemesine yeni bir ivme kazandırabilir. Savunma alanında Türkiye’nin ihracatçı ülkeler arasında yer alacak düzeyde bir teknolojik başarı kaydetmesinin; hem savunma sanayiinin ilişkili olduğu diğer sanayi dalları arasında lokomotif durumuna gelmesi, hem de ülkenin ekonomik gelişmesi ve bütçenin sağlıklı bir yapı kazanması anlamına geleceğini, bu alanda farklı ülkeler üzerinde yapılan analizler açıkça anlatmaktadır.

Sonuç olarak,Türkiye’nin gelişen iktisadi, siyasi, toplumsal ve demografik profili göz önünde bulundurulduğunda, savunma sanayii alanında yaşanacak gelişmelerin, ülkenin güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasının ötesinde bir stratejik anlama sahip olduğu, toplumsal huzurun olduğu kadar kalkınmanın da belirleyicisi olabileceği belirtilmektedir.

Kaynakça:

-Alnıak, Oktay, 2006, “Savunma Endüstrilerinde Teknolojik Gelişme Stratejileri”, Savunma Sanayiinde Stratejik, s.3. 12 Ocak.

-Çil, N. Kemal, 2004, “Savunma Sanayiinde Milli Ar-Genin Önemi ve Ar-Ge’ye Dayalı Tedarik”, KHA Sinerji Dergisi, 8, Ekim 2004.

-Doğan, S. (2019). Türkiyede 2000 Sonrası Dönemde Savunma Harcamalarının Ekonomik Analizi. (Y.L.T.). Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Manisa.

-Dural, İclal.(2020). Savunma Sektöründe Marka Kişiliği Algısı Üzerine Bir Araştırma. (Y.L.T.). Bahçeşehir Üniversitesi.

-Erendil, M., 1998, Tarihte Strateji (Askeri Stratejiden Milli Stratejiye), Ankara: Genel Kurmay Basım Evi, s. 24.

-https://tr.wikipedia.org/wiki/Baykar_Bayraktar_TB2

-Saraçöz, Yiğit. (2018). Savunma Sanayiinin Önemi ve Savunma Harcamalarının Ülke Ekonomisine Etkileri.(Y.LT.). TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İşletme Ana Bilim Dalı.

-Sevinç, S. (2020). Dünyada ve Türkiyede Savunma Sanayii ve Savunma Harcamalarının Makroekonomik Etkilerinin Ampirik Analizi: Türkiye Örneği. (Y.L.T.). Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Ana Bilim Dalı.

-Uslu, F. Ş. (2007). Türkiyede Savunma Sanayii Harcamalarının Finansmanı. (Y.L.T.). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı.

-Ziylan, A. (1998). Savunma Sanayii ve Tedarik. Ankara: TÜBİTAK Yayınları.

 

 

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Anket

ALTINBAŞ Kuyum
OPET

E-Bülten Aboneliği